Başınızdan siyah bir çuval geçirildiğini, elinizin kolunuzun bağlandığını ve vücudunuza düşüncelerinizi silen, hislerinizi uyuşturan bir ilaç enjekte edildiğini hayal edin.
Depresyona ruhun karanlık gecesi denilmesinin iyi bir nedeni var. Zira, bizi gecenin, gölgelerin , boşluğun dünyasında, kaybolmuş, yalnız, tek başına, keder bataklığına gömülmüş, değersizlik ve başarısızlık düşünce bataklığına götürür. Şeyleri oldukları gibi değil, olduğumuz gibi görürüz. Ve depresyonun lensinden dünya kasvete bulanmış görünür.
Depresyon deneyimini anlamanın yollarından biri, hikayelerde ifade buluşunu irdelemektir. Mitler ve masallar bize, insan psişesinin kolektif ( arketipsel) evrensel paternlerini gösterir. Ben kendi depresyonumu yaşıyor olabilirim ve sen de seninkini, ama yüzyıllar boyunca dünya çapında, depresyon insan türü için ortak bir tema olagelmiştir.
Yunan
mitlerinden Persephone’nin hikayesini ele alacağız. Zeus ve Demeter’in kızı
Persephone’nin hikayesinde, yer altı tanrısı Hades Persephoneyle evlenmek
istediğini Zeus’a söyler. Eşi Demeter’in bunu onaylamayacağını bilen Zeus
Hades’in teklifini reddeder. Ve Hades Persepnoneyi kaçırır. Demeter kızı
Persephone’yi kurtarması için baba Zeus’a yalvarır, ancak Zeus karışmak
istemez. Kızından ayrılan Demeter’in öfkesi korkunç olur. Yaşlı bir kadın
kılığında, dünyada amaçsızca gezinir, çocuğunu ararken yemez, içmez . Yasını tutarken
dünya nadasa yatar.
“Ve sonra Demeter, insanı besleyen dünya üzerinde insanlığın gördüğü en zalim
ve korkunç yıla neden oldu, tohumları yeşertmedi, onları sakladı. İnsanları
kıtlıkla yok edebilirdi.”Demeter’e İlahi” Yunancadan çevirisi, Hugh G. Evelyn-White.
Demeter’in, kızını özleyişi ve yasında, depresyon zamanlarında, kaybolan , yiten parçalarımız için tuttuğumuz yası görmek mümkündür, zira ruhsal canlılığımız bizi terk etmiş, yaşama iştahımız ele geçirilmiş ölümün evine çekilmiş gibidir. İç güdülerimiz körelmiş şekilde karanlığa yol alırız, çorak bir arazide ıssızlığı deneyimleriz. Yas tutan Demeter gibi, heyecanımız kaybolmuş , bize yaşam veren enerji tükenmiş ve çaresizliğe düşmüşüzdür. İzolasyon hissi depresyonun işaretlerinden biridir, ve yaşayan kişi tarafından ifade edilemeyecek derinliklerde seyrediyor olabilir.
Hikaye şöyle devam eder, kızı ve anneyi bir araya getirmemesi durumunda toprakta hiçbir şeyin yetişmeyeceğinden korkan Zeus sonunda duruma müdahale eder. Hermes e gidip Persephone’yi alması için emir verir. Hades, nezaketle hay hay der. Yer altında kaldığı sürece Persephone henüz hiçbir şey yememiştir. Dönüşünden önce Hades onu en az 3 nar tohumu yemeye zorlar. Yer yüzüne dönecek olmanın heyecanıyla Persephone tohumları yer. Ve kendisini Hades’e dönmek üzere bağlamış olur, her yıl 3 ay boyunca. Yer altının meyvesini yememiş olsaydı, annesiyle sonsuza kadar kalabilecekti.
“İçinden hiç çıkamayacak gibi” hissetmek , depresyon işaretlerinden biri olarak dikkat çeker. Ancak mitin ortaya koyduğu gibi doğa döngüsel-periyodiktir. Demeter ve Persephone’nin miti, eski bereket inançlarından ve kadınların gizemlerinden kaynaklanır. Ve hasat ve yıllık bitki döngüleriyle ilişkilidir. Sembolik olarak , yılın çeyreklik bölümünde, Persephone yer altında iken, yaşamsız kış hüküm sürer. O dünyaya döndüğü zaman, bahar gelir, yeniden doğum zamanı. Evet, depresif döngüler mevsimler gibi tahmin edilebilir değildir, yine de yer altında geçen zamanı kuluçka dönemleri olarak değerlendirebiliriz. Kışın, renksiz manzarası ölümü akla getirse de , yerin altında bekleyen kökler, tohumlar ölü değildir. Onlar, gelecek sezon için besinleri depolamakla meşguldür.
Bitkiler için , kışın durağanlığı, baharın yeniden doğumu , gelişi için gereklidir. Depresyon da içeriye ve derinlere yönelme zamanı olarak pekala görülebilir; ruhun, karanlık günlerin yavaş ritminde, kendisini yenilediği yaratıcı ve üretken bir aralık olabilir. Çoğu artist yaratıcı bir buluşu önceleyen depresif episodlara girer. Şaşırtıcı sayıda ünlü yazar, artist ve devlet adamı Charles Darwin’den Abraham Lincoln’a, Andersen’den Churchille’e, depresyonu deneyimlemiştir.
Persephone’nin
yer altındaki hayatıyla ilgili pek az şey yazılmıştır, ancak bir şey açıktır,
yer altında iken ölmemiştir. Tam tersine, saygın bir unvan edinmiştir, Yer
altının Kraliçesi. Bu bize şunu ilham eder, Persephone’nin aşağıya hareketi,
kendisi için acı bir deneyim olsa da, bir dönüşüm ve nihayetinde özel güç ve
hediyelerin kazanımı hareketi idi. Depresyon , bazı parçalarımızın ölmüş
olduğunu hissettirebilir, bununla birlikte, depresyonun, bizi olgunlaştıran ve
yeni bir bilgelik getiren derin bir deneyime bizi taşıyor olması da
mümkündür.
Depresyonun yaşayan günlük yaşamdan insanı uzaklaştırışı Persephone’nin yer
altı günleri… Depresyonu kayıp, yas, keder ve ölümlülüğün kaçınılmaz ifadesi
olarak algılamak bizi insanın kalbine götürür. Genetik eğilimlerimiz ve
biyokimyamızdan daha fazlası, karanlıkta ışığı keşfetme yeteneği ve
yeterliliğine sahip bilinç taşıyan varlıklar olduğumuzu fark edişe.
Mit,bu anlamda, konunun özüne bakmamızı sağlar. Benzer şekilde, nöroloji, beynimizin asıl maddesini, içini görmemize etmemize imkan verir. MRI görüntüleme sayesinde beynin arızalı bölgelerini belirlenebilmekte ve kişide görülen semptomlarla ilişkilendirebilmekteler. Araştırmalara göre depresyonun 3 ana kategorisi bulunuyor: Bir grup hastalar sıkıntılı dönemden kurtulmakta zorluk yaşarken, diğer grup duygularını içinde oldukları duruma göre düzenlemekte, diğer grupsa olumlu duyguları sürdürmekte zorluk yaşıyor ( Dr. Richard Davidson- University of Misconsin )
Arketipsel mitler ve nöroloji ilgisiz görünebilir, ancak her biri kendi bilgelik şeklini konuya sunar, depresyon deneyimimizi inceleme ve anlamaya dair potansiyel olarak değerli bir yol sağlar; birisi imgeler ve hikaye ile, diğeri beyin anatomisi ve duygularımız arası ilişkileri araştırarak. Demeterin ızdırabı ve Persephone’nin karanlığa girişi, kendi karanlığımızı ve yasımızın kaynağının keşfini bize ilham eder.
***
“Kendi karanlığını bilmek, diğerlerindeki karanlıkla başetmenin en iyi yoludur.” C. Jung
“ Büyük felaket ve karışıklık zamanları büyük akıllar için verimlidir. En saf mücevher en sıcak fırından elde edilir. En parlak yıldırım en karanlık fırtınadan çıkar.” C. C. Colton
Psk. Alev Topçu
Kaynaklar
: TC Oğuzhan Ceyhan Astroloji Akademisi Ders Notları
kidnappedbydepression/psychologytoday
Görsel: Depression, Van Gogh