Günümüz uzmanlarının öğütleri şöyle , ” mutluluk içinizden gelen bir şey olmalıdır, sevgilinize yada eşinize bağlı olmamalıdır , iyiliğiniz onların değil sizin sorumluluğunuzdur .aynı şekilde onların iyiliği de sizin değil kendi sorumluluklarıdır. Her birey kendine bakmak durumundadır. Ayrıca iç huzurunuzun en yakınınızdaki insan tarafından bozulmasına izin vermemeyi öğrenmelisiniz. Eğer partneriniz güvenlik hissinizi tehdit edecek şekilde davranırsa, kendinizi bu durumdan duygusal olarak uzaklaştırabilmelisiniz, kendinize odaklanın ve sakin kalın. Bunu yapamıyorsanız sizde bir sorun var demektir. Karşı tarafın ağına düşmüş yada karşılıklı bağımlı olabilirsiniz daha iyi sınırlar çizmeyi öğrenmelisiniz”
Bu bakış açısının altında yatan temel fikir iki kendine yeten insanın arasındaki ideal ilişkinin olgun ve saygılı olması ve ve öte yandan sınırların korunması. Partnerinizle güçlü bir bağlılık geliştirirseniz bir şekilde yetersiz olursunuz ve ayrışmak için kendi kendinize bunun üzerinde çalışmanız daha büyük bir kendilik olgusu geliştirmeniz öğütlenir. En kötü senaryo sonunda partnerinize ihtiyaç duyar hale gelmenizdir, bu da bağımlılıkla eş tutulur ; hepimiz biliriz ki #bağımlılık tehlikeli bir sondur.
Karşılıklı bağımlılık hareketinin öğeleri tiryakilik yada alkol bağımlılığı gibi durumlarla başa çıkmaya çalışanlar için son derece yararlı olmaya devam etse de ayrım yapmadan tüm ilişkilere uygulandığında, yanlış yönlendirilebilir ve hatta zarar verebilir.
Biyolojik Gerçek
Çeşitli çalışmalar birbirine bağlanan iki kişinin fiziksel olarak etkileştiğini, neredeyse tek bir fiziksel birim oluşturduğunu söylüyor: Partnerimiz(le bağ) tansiyonumuzu, nabzımızı, solunumu ve kanımızdaki hormon seviyesini düzenliyor. Günümüzün popüler psikoloji yaklaşımlarının çoğunun yetişkinler arası ayrışmaya yaptığı vurgunun biyolojik açıdan akla yatkın bir tarafı yok.
Virginia Üniversitesinden Dr. James Coan, yakın sosyal ilişkiler ve daha geniş sosyal ağların duygusal tepkilerimizi nasıl etkilediğini araştırmakta. Evli kadınların beynini incelemek için MRG ( manyetik rezonans görüntüleme) teknolojisini kullandı. Kadınların beyin taraması yapılırken Dr. Coan ve meslektaşları, onlara birazdan hafif bir elektrik şoku vereceklerini söyleyerek stresli bir durum yarattılar. Normalde stres altında hipotalamus harekete geçer. Elektrik akımını yalnız başına bekleyen kadınlar , sonra bir yabancının elini tutan kadınlar ve sonra eşinin elini tutan kadınlar test edildi. Hipotalamusun hareketliliği , en az, eşinin elini tutan kadınlarda görülürken, en fazla tek başına bekleyen kadınlarda gözlemlendi, ortalama hareketlilik bir yabancının elini tutan kadınlarda görüldü.
Beyin görüntüleme teknolojisi gelişmeden önce Bowlby, yaşamımızı paylaşacak birine ihtiyaç duymanın genetik yapımızdan kaynaklandığını ve kendimizi ne kadar sevdiğimiz ve gerçekleştirdiğimizle bir ilgisi olmadığını söylemişti. Bowlby, özel birini seçtiğimizde, güçlü ve genellikle kontrol edilemez güçlerinde evreye girdiğini keşfetti. Ne kadar bağımsız olsak da bilinçli isteğimiz dışında, yeni davranış biçimleri ortaya çıkmaktadır. Mükemmel bir birlikteliğin kırılganlık ve kaybetme korkusu içermesi kulağa hoş gelmese de , biyolojimiz böyle değildir. Partnerimin benim bir parçam olması onu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapacağım anlamına gelir, bir insanın başka birinin esenliği , sağlığı için böylesi çaba göstermesi, her iki taraf için de çok önemli varlığını sürdürme avantajları taşır. Farklı bağlanma stillerine sahip insanların bu güçlerle baş etme çeşitliliğine rağmen- güvenli ve kaygılı olanlar bunları kucaklama, #kaçıngan olanlar bastırma eğilimindedir- her üç bağlanma stili de o kişiyle bağlantı kurmaya programlıdır. “ Sevgiyi kol mesafesinde tutmak- kaçıngan bağlanma stili “ ile ilgili yapılan çalışmalar , bu kişilerin dikkatleri dağıtılıp zihinsel enerjileri başka bir yöne çevrildiğinde, bağlanma ihtiyaçlarının ve farkında bile olmadıkları kırılganlıklarının akınına uğradıklarını göstermiştir.
Peki bu, ilişkide mutlu olmak için partnerimizle etle tırnak gibi bağlanmamız yada hayatımızın kariyer ve arkadaşlar gibi yönlerinden vazgeçmemiz anlamına mı gelmektedir ? Çelişkili biçimlerde bunun tam tersi doğrudur. Tek başımıza dünyaya adım atma yeteneği güvendiğimiz birinin yanımızda durduğunu bilerek daha mümkün oluyor. Ve işte bu #bağımlılık paradoksudur. Paradoksun mantığını anlamak başta zor görünür. Birine bağlıyken nasıl daha bağımsız olabiliriz ki ?Yetişkin bağlanmasının temelini tek cümleyle açıklamamız gerekseydi, bu şu olurdu : Bağımsızlık ve mutluluğa giden yola çıkmak isterseniz öncelikle bağlanılacak doğru insanı bulun ve yolculuğa onunla çıkın. Bunu anladığınızda bağlanma teorisinin özünü de anlamış olursunuz.
Yetişkinler için Güvenli Dayanak
Yetişkinler olarak oyuncaklarla oynamayız ama dünyayı keşfetmemiz alışılmışın dışında ve zor durumlarla baş etmemiz<i gerektirir. İşimizde başarılı hobilerimizde sakin ve ilham dolu , çocuklarımız ve partnerlerimiz konusunda da şefkatli olmak isteriz. Güvende hissedersek tıpkı yabancı ortam testindeki çocuğun annesi yanındayken hissettiği gibi dünya ayaklarımızın altında olur. Peki ya güven hissiniz eksikse ?Bize en yakın kişinin , partnerimizin bize inandığından , güvendiğinden, desteklediğinden, ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda olacağından emin değilsek odaklanabilmek ve hayata karışabilmek bizim için zorlaşır. Yabancı ortam testinde olduğu gibi partnerlerimiz, güvenilebilir, bağ içinde kendimizi güvende hissettiğimiz kişilerse ve özellikle zor zamanlarda bizleri rahatlatmayı biliyorlarsa, hayatın diğer alanlarına dikkatimizi verebilir ve varlığımızı anlamalı kılabiliriz. Carnegio Melon Üniversitesi İlişki Laboratuvarı yöneticisi, Brooke Feeney güvenli dayanağın yetişkinler için nasıl işlediğini göstermiştir. Dr. Feeney özelikle çiftlerin birbirine nasıl destek verdiği ve bu desteğin kalitesini belirleyen etkenler konusunda çalışmakta. Çalışmalarından birinde, Dr. Feeney, çiftlerden kişisel hedeflerini ve keşif fırsatlarını birbirleriyle müzakere etmelerini istedi. Katılımcılar, hedeflerinin partnerleri tarafından desteklendiğini hissettiklerinde özgüvenlerinin arttığını ve müzakereden sonra daha iyi bir ruh halinde olduklarını raporladı.Ayrıca görüşmenin ardından başarma ihtimallerinin görüşme öncesine nazaran daha yüksek olduğunu belirttiler. Partnerlerinin daha müdahaleci ve / veya daha az destek olduğunu hissedenler hedeflerini konuşma konusunda daha kapalı davrandı ve hedeflerine ulaşma yollarını değerlendirme konusunda özgüvenli değillerdi. Bunun yerine tartışma sırasında hedeflerini küçültme eğiliminde oldular.
Soru şu : en çok güvendiğimiz- fiziksel ve duygusal yönden bağlı olduğumuz –kişi bağlanma rolünün hakkını veremediğinde ne olur ? Nihayetinde beynimiz, partnerimizi güvenli dayanak olarak beliriyor , o insan ihtiyaç duyduğumuzda başvurduğumuz , duygusal olarak çapa attığımız güvenli dayanak oluyor. Bu kişinin duygusal olarak ulaşılabilirliğini aramaya programlıyız. Peki o kişi daimi olarak ulaşılabilir değilse ? Coan MRG deneyinde, partnerin fiziksel temasının stresi bir durumda endişeyi azalttığını gördük. Ayrıca ilişkide tatmin düzeyi yüksek olanların, partnerlerinden destek görenler olduğunu öğrendik. Toronto Üniversitesinde psikiyatr ve araştırmacı Dr. Brian Baker, araştırmalarının birinde, hafif bir yüksek tansiyonunuz varsa tatminkar bir evliliğe sahip olmanın ve partnerle zaman geçirenin kan basıncını sağlıklı seviyelere düşürdüğünü buldu. Öte yandan evliliğinizden memnun değilseniz, partnerinizle bağlantıyı sürdürmek tansiyonunuzu yükseliyor ve fiziksel yakınlığınız sürdüğü müddetçe de yüksek kalıyor. Partnerimiz, temel bağlanma ihtiyaçlarımızı karşılayamadığında kronik bir kaygı ve gerilim hissediyoruz, bu da çeşitli kırgınlıklara sebep oluyor Bize güvenli dayanak sağlayamayan bir partnere birlikte olmak sadece duygusal sağlığımızı tehlikeye atmakla kalmıyor, fiziksel sağlığımızı da olumsuz etkiliyor.
Partnerlerimiz, kendimizle ilgili nasıl hissettiğimizi etkilemekle kalmıyor, kendimize inancımızı, hayallerimizi, umutlarımızı gerçekleştirmemizde de etkililer.
Doğuştan gelen bağlanma ihtiyaçlarımıza cevap veren bir partnerle olmak ve güvenli bir dayanak bularak hareket etmek fiziksel ve duygusal açıdan daha sağlıklı kılar. Varlığı ve desteği tutarsız bir partner gerçekten moral bozuu ve güçsüzleştirici bir deneyimdir, gelişimimiz durur, sağlığımız sekteye uğrar.
Kaynak : Bağlanma, Aşkı Bulmanın ve Korumanın Bilimsel Yolları, Amir Levine & Rachel Heller