” Bana bir ‘bilgelik’ sözü aktarıp, bunu haklı bulduğunu söyledin –şuna benzer bir şeydi :
Kişi, başka bir kişi ile birlikte yapacağı her bir şeyi iyi yapabileceği t e k bir kişi bulamaz– farklı farklı kişiler ile iyi yapabilir, tek tek yapacaklarını.
Bu, ‘gerçek’ dünyaya ‘uyum’u —‘gerçekleri kabullenmeyi’— öngören bir ‘bilgeliğin’ vardığı bir sonuç olsa gerek. Aslında, o açıdan, haklı da—insanlar, zaten uyguluyorlar bu ilkeyi.
İmdi—‘ iyi yapma’ kavramının bir tanım gereksediğini bir yana bırakırsak – bu ilkenin, uygulandığında nasıl bir sonuca yol açacağını düşün:-
Şu şeyini şu kişi ile birlikte ‘iyi yaptığın’ için onunla yapacaksın; bu şeyini de bu kişi ile; o şeyini de, o…
Yani, bölük pörçük, eksik-güdük , ‘yamalı bohça’ gibi bir dizi ilişkiler sıralaması olacak yaşamın- ama her bir parçası ‘iyi yapılan’!
Bu düşünce temelden yanlış:
Kişinin, tabi ki, çok çeşitli düzeylerde , çok farklı niteliklerde, ayrı anlam çerçevelerinde; boyuna da değişen , inen-çıkan, başlayıp-biten, dizi dizi ilişkileri vardır; ama, kişi en içinde, sanki ‘özünde’ tek bir kişi gerekser, ister, özler, en temelde:
Ben, yalnızca, seni ; sen, yalnızca, beni
—her şeyinle her şeyi yapabileceğin tek bir—bir, tek, o–kişi..
Bu bir ‘ülkü’ tabi ki ; öyle olmakla da, ‘gerçekleştirilebilirliği düşünülmemesi gereken bir şey –yalnızca ulaşılmasına çabalanması gereken bir ‘sonul’ durum.”
Kaynak : Oruç Aruoba, “ile”
Aktarıcının notu : “gerçekleştirilebilirliği düşünülmemesi gereken “, “gerçekleştirilebilirliği kuşkulu” anlamına yakınca bulurum, yoksa düşünmek neden olmasın ? Düşünülmemesi gereken, düşüncesizce yapmayı da çağrıştırırken, iyisi mi, “nasıl”ı, yiğidin yoğurt yiyişine kalsın…