Salgının birey-topluma ayna tutan taraflarını tanımanın, deneyimi işleme noktasında değeri gereği, süreç boyunca psikolojik dayanıklılık, yas-kayıp, zor duygularla çalışma gibi konularda yazdık çizdik. Sırada: Düşünme Hataları Covid 19’un Yayılımına Nasıl Etkide Bulunuyor ?
Hastalıktan korunmada eldeki –an itibariyle- en güçlü silah sosyal mesafelenme, maske kullanımıyken sosyal mesafe tedbirleri- kurallara uyumsuzlukları izledik. İnsanlar ne düşünüyor merak ediyor musunuz ? ( Beynin bir işlevi, düşünmenin hiç de gerçekleşmiyor olabileceğini söyleyen o sesi biraz kısalım )
Ne düşünüyorlar, doğru soru… Bir davranış açıkça hatalı ise düşünce süreçlerinde bir sorun olduğunu, düşünce hatalarını çıkarımlarız. Kurallara uyumsuzluklarda, salgınla bir anda oluşuveren değil hali hazırda var olana işaret, toplum-birey zihinde görünenler neler?
>Genelleme : Genellediğimizde geçmiş bir deneyimin her duruma uygun olduğunu varsaymış oluyoruz. Bu mantık üzerinde, kısa yoldan, cov-19 un geçmiş sars ve h1n1 salgınlarından vahim olamayacağını sonucu çıkabilir. Geçmiş bir deneyim, alakalı-benzer taraflarıyla şimdi elde olanı değerlendirme kolaylığı sağlar ( geçmiş referansın değeri ) Ancak, benzer noktaları ile birlikte farklılık gösteren noktaları ele alınmadığında ( geçmiştekilerin aynısı işte !?) değerlendirme eksik kalır. (Cov-19 ait bulaşın kolaylığı ve semptomsuz kişilerin taşıyıcı ve bulaştırıcı olması gibi. ) Bu nedenle , burada bir ‘yeni başlayan’ kafası , bu virüsün ilk kez karşılaşılan bir şey olduğunu bellemek, daha doğru görünmekte.
>Küçümseme : Cov-19 hakkında, krizin büyüklüğünü küçümsemeye meyleden yorumlar:
“Gribe benziyor “ : Ancak ölüm oranları gripten daha fazla “Yalnızca yaşlı insanları etkiliyor “: Bu iki şekilde karıştırıcı ; birincisi doğru değil, diyelim ki doğru neden bu doğru diye rahatlayalım ki ? Yaşılar kırılgan ve korunmaya değer insanlar değil mi ?
“insanların % 80 i hafif semptomlarla atlatıyor “: Virüsle karşılaşan herkesin ventilatore girmediği doğru, ancak hafif olarak nitelendirilen bir vak’a bile oldukça tatsız olabiliyor. Hafif geçen bir vak’a covid 19’un kolay maratonu olarak görülebilir, ancak yine de hoş bir deneyim değildir.
>Duygusal Çıkarımlama : Duygularımız bize neyin doğru olduğuna dair ip ucu verir, ancak ne kadar güvenilir, soru işareti getir. Korktuğumuz için kötü bir şeyin olacağını hissedebiliriz ancak bu yanlış alarm olabilir. Tam tersi bana bir şey olmaz hissi kişi için hayati bir tehlike arz edebilir. Gerçekliğin duyguları umursamadığını söylemek, o halde, hatalı olmaz. Burada, gücünü tedbirden , kişisel ve toplumsal sorumluluk bilincinden alan bir güven hissini inşa etmeye ihtiyaç duyulmakta. Tedbiri aldıktan sonra süren korku-kaygı ise daha derin iç görü ve gerekirse uzman desteği gerektirebilen durumlara işaret. Olası psikolojik kazanım, zorlayıcı unsurlar ( belirsizlik, kısıtlama ) ve yarattığı duygular vesilesiyle duygusal-ruhsal dayanıklılığı arttırmak, gerçekliği olduğu gibi görmeye destek duygusal ayarı yapabilmeye araç bir potansiyeli açığa çıkarmak.
>Hak Görme : “İstediğimi yapmaya hakkım var” (mı? ) Bireysellik ‘görünümlü’, “ben istediğimi yaparım” düşüncesi, birey olmanın , bir yandan da bütünün parçası olmak anlamına geldiğini gözden kaçırıyor mu? Burada , kişinin bireyselliğini, yıkıcı bir kural tanımazlık’la tanımlamak-yaşamak yerine bütüne hizmet eden ve ederken kendine kattığını görme ihtiyacına işaret bir gerilimi tespit etmek mümkün. ( ben- biz etkileşimleri) Kişi sosyal mesafeye uymamanın, örneğin emniyet kemerini takmamak gibi sadece kendisini etkileyen bir davranış olduğunu düşünüyor olabilir. Ancak , covid-19 da , bulaşıcılık unsuru nedeniyle, kendi kemerini çıkarmak, hem kendi kemerini çıkarmak hem de etrafındaki herkesin kemerini çıkarmak anlamına geliyor. Bu inançlardan herhangi birini kendinizde görür-tanırsanız, onları sorgulayın:
👉İnanç-düşüncenizi destekleyen veri nerede ? Bu düşüncenin doğruluğuna kanıt ne ?
👉Vardığınız kararda görmezden gelmiş olabileceğiniz herhangi bir şey olabilir mi ? Alternatifler neler?
👉Durum hakkında daha kapsamlı bir farkındalık kazanmak, inancınızı güncellemenize ve davranışınızı değiştirmeye değer mi, olası kazanımları neler ?
Hata yapmak korkunç bir insan olduğumuz anlamına gelmez. (Bu da başka bir düşünme hatası ). Sadece “insan” olduğumuz anlamına gelir. Zihinden geçeni sorgulayabilmek ve düşüncelerimizi buna göre değiştirebilmek insana dair bir armağan. Düşünce-inançlarımızı gerçeklerle elimizden geldiğince uyumlu hale getirmek mümkün olsun.
“Ne ağlayın ne gülün
Sadece anlayın” Spinoza
Alev T.
26.8.2020
#pandemipsikolojik
#sağlığagüven