Bir sübjektif- algılanan gerçeklik, bir de objektif gerçeklik söz konusu.
Öznellik yanılsar, gerçeklik yanılsamayı kırar. Kişi, böylece iç-dış arası gel git halindedir.
***
İngiliz psikiyatrist D. W. Winnicott’ a göre, öznel gerçeklik ile nesnel gerçeklik uyuşmamaktadır. Ölümsüz olmak istenir ama gerçek ölümlü olunduğudur. İnsan hayatında gerçekliği kabul etme işi hiçbir zaman tamamlanmaz. Yaşam her zaman yeni durum ve olaylara gebedir. Bu nedenle hiçbir insan iç ve dış gerçekliği birbiriyle ilişkilendirme geriliminden kurtulmuş değildir.
***
Nahoş duygulara neden, hayal kırıklığı , engellenme yaratan durumları düşünün , hemen hepsinde bireysel subjektıf bir istek ve bu isteği karşılamayan, doyurmayan bir objektif-realite söz konusudur.
***
Bir dışsal gerçeklik-durum için dünyanın sonu ( felaketleştirme ) demek de, böyle bir şey yok diyerek yok saymak da (inkar) yüzleşmekten , olanı olduğu gibi görmekten uzağa yanılsamaya hizmet etmekte; iş sorumluluğa geldiğinde ikisi de güçten düşürücü…
Bu 2 uç tepkinin ortak noktası, objektif gerçekliği kaldırma kuvvetinde eksiklik ve dahi tamamlanma- çalışma ihtiyacına işaret etmeleridir.
29.10.2020