den geçen ,tünele girdiği gibi kalır mı?
Geçiş, geçeni yoğuruyor:
“Nasıl düşünüyoruz
Nasıl ilişkileniyoruz
Neye değer veriyoruz, ” değişiyor.
Tünelden geçen, soruyor “Sonu neye benzeyecek”
Cevap, şimdi içinden geçerken olan biteni nasıl yorumladığımız, kendimizde nasıl işleyip neye dönüştürdüğümüzle alakadar.
Dolayısıyla, bakabiliriz,
Neydi ne oldu, buraya kadar?
Diğerlerinin yaşamı için kendi keyfinden vazgeçenleri, sağlığını –hayatını kaybedenleri gördük görüyoruz. Yaşamın muhafazası-na hizmet – değerlenirken , ün-şöhret vb cilası aşınmakta, zenginlik ne demek sorulmakta, kuvvetle muhtemel.
İnsan, değer verdiğine aynı zamanda güç veriyor, onu besliyorsa, vakti zamanında değer verilenler ve yeni değerlenenlerin muhakemesi elinden, değeri ve dolayısıyla gücü nereye konumlandıracağımıza ilişkin tazelenmeler mümkün.
Kriz zamanları değeri hatırlanan ne varsa işbirliği, can sağlığı, şefkat, küçük incelikler….( ? ) ….. normalinde neden unutulduğu ve nasıl hatırlanır-işler kılınacağı üzerine sorulara da sevk olabiliriz, sanıyorum, olmalıyız.
Hâlâ tünel…
‘Eğitim, iş yaşamı, özel yaşamda ne nasıl olacak’İnsanın belirsizliği yok etme ve belirli sonuçlara ( bazen irrasyonel) ulaşma isteği, bilişsel kapama ihtiyacı (need for-cognitive closure) tespit edilmiş, misal.
Bu kavram, insanın karmaşık koşullarda siyah-beyaz düşünme ve basit çözümlere yönelme meyline de işaret ediyor.Bilişsel kapama ihtiyacı çok fazlaysa dürtüsellik, fanatizm ihtimal. Dönemsel belirsizlik, kesin bir sonuç-netliğe ulaşma isteği, insan-olay- durumlara yönelik ” ya o ya bu”, “öyle yada böyle” sonucuna varma baskısı yaratabilir ve bu, yukarıda sözü geçen şefkat, dayanışmaya beliren ihtiyaca rağmen , aynı zamanda, etkin olabilir.
En iyiyi ve en kötüyü ortaya çıkarma potansiyelinde, insanda,
tünel
22.12.2020
A.Topcu
EKLENEN:
YORUM: “Esnek olmayan biriyim. Psikoloğum, ‘gözle görülemeyen elle tutulamayan şeyleri bir kalıba sokmak istiyorsun demişti. “Bu esneyememe durumu beni çok yıprattı. “
CEVAP : Bilinir kılma/bilir olma isteği -belirsiz olandan kaçınma ihtiyacımızın işlevi var, hemfikiriz; diğer yandan tamamen bu ihtiyaç üzere yürümeye çalışmanın kısa kaldığı yerler var; insan bilinen-bilinmeyen arası, ikisiyle danstaysa, bu dans nasıl edilebilir ?Bilinen-bilinmeyen etkileşiminin dinamiklerini aramak, odakta…
“görünürse bilinir, bilinirse ne olur?” ” Görmemek bilmemek mi, göze görünenden özgürleşme, görsel veri-netlik yokluğu( yada 5 duyu) kendi iç verilerimizle yolu bulmayı- oluşturmayı öğrenmeye , iç bilgi’ye mi aracı “
‘Kalıba sokmak’ ; bilinene odaklanan; olduğu gibi olanı, bildiğine benzetmeye çalışan. Bilinmeyenle karşılaşıldığında, odağı, kendi duygumuza çevirmek, bilinmezle ‘ilişkili’ hissin neye benzediğini çizmek, yoğurmak, renklendirmek, kelimelendirmek ( her zaman mümkün değil) dinamiği anlamak-işlemek için yapılabilecek bireysel çalışmalar kapsamında.
Bununla el ele, komfor alanı dışına, riski düşük, çıkışlar- bilinenden bilinmeyene, esnemek diyeceğim.
“Kaybolmak”üzerinden; veri yokluğu-belirsizlik; varlaşmaya nasıl aracı kılınabilir? İçimizde yolu bulan/yolu bilen/yolu açan mekanizmayı görmek–hatırlamaksa, kaybolmak, iç yolların oluşması-keşfine hizmet edebilir. 23.12.2020/ A.Topcu