1990 da Stanfordlu Walter Mischel ve arkadaşları , çocuk-insanın, çok sevdiği şekeri bekleme sabrının yaşamdaki ilişki, iş başarısı gibi değişkenleri belirleyiciliği üzerine deneysel araştırmalar yaptılar.
Eğitim geçmişi, kişisel geçmiş gibi değişkenlerle anlamlılığı nisbeten azalan sonuçlara rağmen , ” hazzı erteleyebilmek “anlamlı bir veri olarak psikoloji terminolojisine geçti.
“Şimdi de şimdi” demeyip bekleyen çocukların, yılları kapsayan süreç takibi içinde , daha mutlu, başarılı hayatlara sahip oldukları tespit edildi.
“İrade kası yapmak” diye isimlendirdiğim , “gelecekteki daha değerli bir ödülü kazanma umuduyla , an da haz verecek bir dürtüyü reddetmek” olarak tanımlanan bir yapı, öz-yönetim / düzenleme boyutunda hayatta nasıl yol aldığımıza ilişkin önem taşıyor.
Bu noktada niyet/istek-süreç-sonuç kavramları dahilinde insanın zamanla ilişkisi ve zamanla kendisini ilişkili kılan eylem/hareket boyutu önem kazanır. Bu başlık altındaki alt kavramlardan ” beklemek” le ilişkimize bakalım.
Beklemek sanıldığının aksine edilgen bir oluş değildir. Tohumların ekildiği, alt yapının şekillendiği bir “hazır hale geliş”pekala olabilir. Beklemek sürecinde , bazı eylemlere ilişkin “yapmamak”la dışarıya etki edebilirliği sınırlanan güç , daha derine inmek üzere içeriye yönelir, “öz” de toplanır.
“Daralmanın içinde, genişleme, zenginleşme” olasıdır.
Yolun başında tanımlanmış “ödül- haz ” tanımlarının değişimi, değerlerin değerlendirilmesi , bazen imkansızlıkların içinde yeni yollar-benler keşfetme ve öz-yönetim’ i mümkün kılan, “beklemek” denilen süreçtir.
Dönüşümün, doğru bekleyenlere bir vaadi olabilir;
İstediğiniz “şeker-sizsiniz”
Psk. Alev A.Topçu