Travma, kültürümüzün bir parçası olmasına karşın, hakkında bir dil geliştirilmesi oldukça yeni. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB/PTSD) Vietnam savaşı sonrası askerlerle yapılan çalışmalar neticesinde , 1980 de, DSM III te bir sorun olarak tanımlanmıştır.
Covid-19’un neden olduğu kolektif travma vesilesiyle yeniden gündeme gelen kavram geçenlerde bulunduğum bir sohbetin içinde dolanıyordu;
A :Filmlerde bazı kişiler hep acı çekmiş.
B : Bu, onlar güçsüz mü demek?
“Zorlayıcı bir olaya maruz kalarak acı çekmek kişinin gücüne dair ne söyleyebilir? Filmdeki zorlu deneyim kişiye nasıl etki etti, hikaye nasıl bitti?”
Travma, sonrasında, bir büyüme/gelişme’ye aracı olabilir. Ne var ki, TSSB ye nispetle sözü daha az edilmekte…
DSM-5, travmatik stresi, yaşama bir tehditle karşılaşmak, ciddi yaralanma veya cinsel şiddete maruz kalma olarak tanımlar; durumun direkt muhatabı olma, duruma şahit olma, bir aile üyesi veya yakın bir arkadaşın yaşadığını öğrenme veya olayların rahatsız edici ayrıntılarına tekrar tekrar- aşırı maruz kalma yollarıyla, fiziksel yada psikolojik bütünlüğe tehdit veya ahlaki yaralanma (moral injury) şekillerinde olabilir.
Travma sonrası büyüme ( TSB) 1990’ların ortalarında psikologlar Richard Tedeschi ve Lawrence Calhoun tarafından geliştirilmiş travma sonrası dönüşümü açıklayan bir teori.
Travma Sonrası Büyüme (Post Traumatic Growth), daha yüksek bir işlevsellik düzeyine yükselmek için sıkıntı ve diğer zorlukların bir sonucu olarak yaşanan olumlu psikolojik değişimi tanımlıyor. Wikipedia
Tedeschi’nin sözleriyle, “İnsanlar kendilerine, içinde yaşadıkları dünyaya, diğer insanlarla nasıl ilişki kuracaklarına, sahip olabilecekleri geleceğe ve hayatı nasıl yaşayacaklarına dair yeni anlayışlar geliştirebilirler”
Travma Sonrası Büyüme göstergeleri: Yaşamın takdiri, Başkalarıyla ilişkiler, Hayattaki yeni olasılıklar, Kişisel güç, Ruhsal değişim, olarak belirlenmiştir.
Travma Sonrası Bireysel Gelişme Alanları : 1.Kendilik Algısında Değişme: Başa çıkma becerilerinin gelişimi, zarar görebilirlik algısının azalması, anı duyumsama ve öz yeterlilik uygusunun artması 2.Kişilerarası İlişkiler : Başkalarına yönelik sevgi-şefkat duygularında artma, yakınlık ve empatinin gelişmesi, destekleşme duygusunun gelişimi 3. Yaşam Felsefesi : Önceliklerin değişmesi, yaşamın kıymetini idrake ilişkin farkındalık, anlam ve amaçlarda değişme , bilgelik ( Afet ve Acil Durumlarda Psikososyal Destek Hizmetleri El Rehberi, 2019)
Travmatik dediğimiz deneyim, maruz kalan için yaşamını, o deneyimden öncesi ve sonrası gibi 2 ayrı kısma ayırabilecek kadar sarsıcıdır; genellikle, kişi için, çekirdek inançların yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılar ( cognitive reassesment) Örneğin: Olaylar ne kadar kontrol-tahmin edilebilir- dünya/insanlar güvenilir mi, ne kadar kırılgan-ne kadar yeterliyim, kimim, ne istiyorum ? ”
Travmadan Sonra
Travma sonrasının belirleyicileri neler sorusunun cevabı, bilişsel yeniden değerlendirmeler, deneyime geliştirilen yaklaşımla oldukça ilişkili… Olayın kendisinden ziyade, nasıl ele alındığı kritik. Değişim açısıdan bakıldığında, travmatik olayın bir ‘ aracı’ vazifesi gördüğünü fark etmek önemli. Herkes travma sonrası gelişim-büyüme göstermediği gibi gerileme (regression) de mümkün; travma sonrası lineer bir çizgiden çok, eğrisel (curvelineer ) çizgi ile nitelendirilmiştir.
Travma sonrası insanların paylaşımlarında ortak temalar: Travma sonrasında ,düşündüğünden daha güçlü olduğunu keşfetmek, bunu atlatabilirsem, her şeyin üstesinden gelebilirim hissi. İnsanların çoğu, bu şekilde bir meydan okumadan önce kendileri hakkında fark ettiklerinden daha fazla yeteneğe sahip olduklarını ifade etmektedir. İlişkiler alanında; başkalarıyla daha olumlu bir şekilde ilişki kurmak, örneğin, başkalarına karşı daha şefkatli, duygusal ifadelerinde daha açık ve daha özenli davranmak. Ortak bir diğer tema, yeni olasılıklar dediğimiz, insanların yaşamlarında yeni yollar, yapabilecekleri yeni şeyler veya yeni öncelikler ortaya çıkarmalarını kapsayan alan. Travma sonrasında sık gelen bir başka bildirim, önemli olduğunu düşünülenlerin artık önemli-eskisi kadar/gibi önemli gelmemesi, ya da daha önce yapılabilen şeylerin yapılamamasıdır. Bazı olasılıkların kapanması ve yaşamanın başka yollarını keşfetmek gerekliliklerinin ortaya çıkması. Yetişkinliklerinde bazı fiziksel sakatlıklara maruz kalmış, felç olmuş veya görme yeteneğini kaybetmiş insanları düşünürsek, daha önce sahip olamayacakları yeni yollar, yeni ilgi alanları ve yeni yeteneklere yöneldiklerini görebiliriz.
Bir başka ortak tema, hayatın amortisi denilebilecek; “ölüme yaklaştım ve şimdi ikinci bir şansım var.” düşüncesi. Travmatik olay öncesi hafife alınmış olabilecek bazı şeylerin değerinin daha derin farkına varma. Travma yaşamış kişilerce sonrasında bildirilen diğer eğişim konusu, ruhsal ve varoluşsal büyümedir. İnsanların manevi dünya olarak düşündükleri şeye bakış açılarında bir değişiklik, yaşamın anlamı, amacı, hayatı yaşamanın ve insan olmanın evrensel temaları nelerdir gibi varoluşsal sorularla boğuşma konusunda gelişmiş bir yetenek veya ilgi olabilir. Bunlar felsefi sorular denilebilir, diğer yandan Covid-19 sürecinde bunları soran ve yaşamlarında yada düşüncelerinde değişim yaşayan insanların sayısı azımsanamaz.
Travmanın kendisinin değil, tetiklediği bilişsel yeniden değerlendirmelerin, olayı yorumlamanın kritik olduğunu, yukarıda belirtmiştik. Bunun için kullanılabilecek birkaç soruya bakalım;
“Yaşadığın olay sonunda kendin hakkında neler öğrendin, güçlü yanların neler ?
Acı çekmenin anlamı neydi, neyi fark etmene yaradı?
Yaşam felsefende ne değişti? ( Roman, E. 2009, Psychological First Aid )
Travma sonrası büyüme ve psikolojik sağlamlık (resilience) aynı şey mi?
Psikolojik sağlamlık söz konusu olduğunda, kişinin, zor olaylardan nispeten etkilenmediğini konuşuyoruz, sağlamlığın tanımı gereği. Zorluk karşısında hızlıca ve az etki alarak normale dönmek diyebiliriz. Travma sonrası büyüme ise , kişinin temel inançlarına meydan okuyan travmatik bir olay yaşaması, psikolojik mücadeleye ( travma sonrası stres bozukluğu vb) katlanması ve ardından neler olabilecekleri kapsayan , sonunda bir kişisel gelişim niteliği bulunan bir sürece işaret ediyor. Travma sonrası büyüme, sıkıntıların insanlar üzerinde temel inanç sistemine meydan okuyacak kadar büyük bir etkisi olduktan sonra gerçekleşen bir şey ve baş etmede zorlanmayı içeriyor. Travma sonrası büyüme, bu süreçten geçen insanların hayatı nasıl yöneteceklerini ve gelecek deneyimleri daha esnek bir yaklaşımla yönetmeyi öğrendikleri bir süreç, sonunda psikolojik sağlamlığa ( resilience) yol olabilir, açabilir. O halde travma sonrası büyümeye giden yolda psikolojik sağlamlık bir çıktı olarak elde edilebilir.
Hassasiyetler
Travma sonrası büyüme bir ihtimal, potansiyel olarak mümkün. Diğer yandan , travmaya maruz kalan kişinin önceliği büyümek değil, hayatta kalmaktır. Kişi henüz deneyimi işleme sürecindeyken, zor duygularıyla nasıl başa çıkacağını, neler kaybettiğini, nasıl incindiğini değerlendirirken, ona büyüme den söz etmek, kişi tarafından acısı ve ıstırabını küçümsemek olarak ‘duyulabilir’. Buna paralel, travma sonrası büyüdükleri yönünde değerlendirmeler yapan bazı kişiler, başlangıçta travmalarını yeterince etkili bir şekilde işlemeden belirli şekillerde acele etmiş olabildiklerini, bu nedenle daha sonra, bazı konuları yeniden işlemek zorunda kaldıklarını ifade etmektedirler.
Travmatik deneyim yaşamış kişilere uyku-beslenme veya iş gibi günlük işlevleri sürdürmelerine yardımcı olacak çözümler tedavi kapsamında sunulur, bir yandan da kişi hayatında değer verdiği bazı yeni gelişmelerin meydana geldiğini fark edebilir. Bu, geçmiş deneyimiyle ilgili tüm zor-acı şeylerin ortadan bir anda kalktığı anlamına gelmez, ancak tüm bu acıyı bir değeri olan, kendisinden öğrenilen bir şey haline getirebilir, boşuna yaşanmış bir acı yerine…
Bu noktada acı-zorlu deneyimi işlemek , ona bir yaklaşım geliştirmek ve bunu yaparken yaşama devam edebilmek söz konusu. Travmatik deneyime sürekli bakmak boğar, gerekli yüzleşmeye hiç mesai ayırmamak da işlenmemiş travmayı karşımıza çıkmaya, yaşamdan çalmaya devam eder.
Kişilik Özellikleri
En bilinen, 5 büyük kişilik özelliği ( Big 5 Personality Traits) nden bakıldığında, deneyime açıklık ( openness to experience), yeniliği davet eden, yeni şeyler denemeye heveslilik-açıklık travma sonrası büyüme deneyimleme ihtimalini arttırıyor. Travma sonrası büyüme ile bağlantılı gibi görünen bir başka özellik de dışa dönüklük (extraversion) . Dışadönüklüğün travma sonrası büyüme ile en ilgili görünen iki yönünden ilki, aktivite seviyesi. Dışadönüklüğü olan kişilerin aktiviteleri daha yüksektir ve bu nedenle travma sonrasında iyileştirici olabilecek eylemleri alma, harekete geçme olasılıkları daha yüksektir. İkincisi, sosyal destek aramak, diğer insanların yanında rahat olmak; bu nitelik de travma sonrası büyüme sürecini teşvik etmektedir. –
Travma sonrası gelişme, süreç ve sonuçtur; öyleyse, filmde kahramanın acı çektiği sahne süreçte bir an olabilir, hikayenin tamamı değil…
Travmatik, zorlu deneyimlerin neden olabileceği-zamana yayılmış- kendini keşif ve yenilenme fırsatlarını tanımak , travmadan sonra hayatta kalmaktan fazlasını hediye edebilir; yara sarmaktan kendini gerçekleştirmeye uzanan psikolojik spektrumun içinde…
Psk.Alev Topçu 1.7.2021
Kaynaklar: Afet ve Acil Durumlarda Psikososyal Destek Hizmetleri El Rehberi, 2019 https://www.apa.org/research/action/speaking-of-psychology/transformation-trauma
Görsel: ‘Trauma’, film