Anneler & Cadılar; Arketipler Işığında

-Yıkıcı etkilerin arkasındaki arketipleri çalışmak başa çıkma sistemlerimize nasıl destek olur –

İlgisiz yada zalim bir anne tarafından büyütülmüş herkes bir reddedilme geçmişi, mirası taşır. Ve anne şefkatinden yoksunluğun etkileri psikolojik bir sürü rahatsızlığın kaynağında yatar. İlk ilişkimiz annelerimizledir. Anne, çocuğun ağzından bütün kültürlerde, dökülen ilk kelimedir.

Hâl böyleyken, karşımıza çıkan ‘kötü’ anneleri ne yapacağız, nasıl anlamlandıracağız?

“. . . hayır, bütün anneler sevmez, karşılıksız yada başka hiçbir şekilde. Sevmeyen anne için, annelik ve karşılıksız sevgiyle ilgili kültürel mitler, her şekilde, duygularını saklamasını yada inkâr etmesini gerektirir, kelimeleri yada jestlerinde kendini zaman zaman gösterse bile. Zira anne mitinde, bütün ilginin çocuğa kaymasına içerleyen, veya anneliğin getirdiği özgürlük kaybı ve merkez değişimiyle rahatsız olan anneye yer yoktur.” Peg Streep, Mean Mothers

Kendi annelerimiz ihtiyaçlarımızı karşılamakta yetersiz , ilgisiz kalmış, pekala olabilir. Anneliğin arketipsel boyutlarını inceleyerek anlayışımızı geliştirmek ve kişisel-bireysel olanı evrensel bağlamda görmek, değerlendirmek kişisel bütünlük arayışımızda yardımcı olacaktır.

Nitekim, Carl Jung’a gore 
“. . . çocuğa uygulanan , edebiyatın tanımladığı bütün o etkiler, annenin kendisinden gelmez, daha çok ona ( anneye) projekte edilen yansıtılan arketipten gelir, ki bu arketip ona mitolojik bir arka plan ( geçmiş) verir ve onun otoritesi ve ihtişamını besler.”—Carl Jung, Four Archetypes

Kişisel annemizin arkasında Büyük Anne ( Great Mother) durur. O, yaratım ve yıkımı yönlendiren güç, doğurganlık, verimlilik ve aynı zamanda çorak rahim ( kaynaktır)dir.
Büyük Anne, doğa anadır, meyveyi ve tohumu ve aynı zamanda kasırgaları, kuraklığı, bize getiren. Gaia’dır, Demeterdir, Isistir, zamanın başlangıcından beri tapılmış ve memnun edilmeye çalışılmış, şeytanlaştırılmış ve atılmış bütün tanrıçalardır. Doğduğumuz anne değildir, anneliğin ( anlamının) taşıdığı psişik mirastır, ve iyi ve kötü anne kutuplarını içinde barındırır, ki bunlar masal ve mitlerle bize ulaşır.

“ Bunlar annenin 3 ana yönüdür: değer veren ve besleyici iyiliği, duygusallığı ve karanlık derinlikleri.” Carl Jung, Four Archetypes

Kötü anneyi Pamuk Prenses’te, Cindirella’ da, bakanı taşa çeviren Medusa da biliriz. Bu semboller pozitif anneliğin ters dönmüş halleridir. Yiyecek ve rahatlık sunmak, beslemek yerine, baştan çıkarır ve yiyip yok ederler, gizli kötücül bir niyeti barındırırlar. Öz güvenimizi tüketir ve ihanetleriyle bizi felç ederler. Bu hikayelerle özdeşleşmeler bir işlev taşır. “Evet annem tam da bunun gibi “. 
Mit ve masallarla taşınan bu uzun tarih vesilesiyle anlarız ki bunlar, zamanın başlangıcından beri vardır.

Arketipler arasında, cadı ilginç bir figürdür. Bir insana cadı denildiğinde ne anlama geldiğini biliyoruz. ‘Cadı’nın güçleri vardır, esrarengiz ve kutsallıktan uzaktır. Medeniyetin sınırları dışında yaşar ve dışlanmıştır çünkü onun yolları kabul edilmiş değerlere karşıdır, ki bu da kendi uyumlu olma dürtümüze meydan okur. Ve boyun eğmemek , uymamak, kadınlar olarak, cadı kategorisine sokulmak riski taşır.

“Cadı, ilkel dişinin kendisiyle ilgisinin bir imgesidir. Anaç yaşam ( anneden gelen hayat) sevdiklerinin bedenlerini ve özlerini beslemek üzere dışarıya akan kan gibidir. Cadı figüründe, yaşam, kadının karanlık oluklarını veya erkeğin anima sını yakıtlamak, doldurmak üzere , içeriye ve aşağıya doğru akar.” Ann and Barry Ulanov, The Witch and the Clown: Two Archetypes of Human Sexuality

‘Cadı’ nın tarihsel ve kolektif psişede varlığı bize, bizimle ilgili ne söylüyor olabilir?

Kendi varlığımızda, tutkuların takıldığı ve iltihaplandığı isimlendirilemeyen, evcilleşmeyen parçaların varlığı gayet mümkündür.

“Hangi parçalarımız ‘idealize edilmiş, klasik dişi’ ye uygun değil ? “
“ Sınırları geçmek ve aşmak isteyen bir dürtüyü , neredeyse bir aciliyeti taşıdığınızı hissettiğiniz olur mu? O dürtü hangi davranış,hissedişlerinizi nasıl şekillendiriyor? “

Bu noktada gölgelere dair Jung’a kulak vermeli;

“ Maalesef, hiç şüphe yok ki, bütüne bakıldığında, insan kendisini hayal ettiğinden ya da olmak istediğinden daha az iyidir. Herkes bir gölge taşır, ve kişinin bilinçli yaşamında somutlaşandan daha karanlık ve yoğundur. Bir aşağılık, düşüklük, bilinçli ise , kişi onu her zaman düzeltme şansına sahiptir. Dahası bu diğer ilgilerle sürekli temas halindedir, ki değişik görünümlere girer. Ancak eğer bastırılır ve bilinçten izole edilirse, asla düzeltilemez.” 
Jung “Psychology and Religion” (1938). In CW 11: Psychology and Religion: West and East. P.131

“En derin anlamında , gölge, insanın arkasında sürüklediği görünmez kertenkele kuyruğudur. Dikkatlice kesildiğinde, gizemlerin iyileştirici serpenti haline gelir. Sadece maymunlar onunla gösteriş yapar.” Jung, The Integration of the Personality. (1939).

Gölgelerin yansıtılmasını Jung şöyle ifade eder;

“Ama gölgeyi daha genel bir anlamda kullanabiliriz. O , sadece bir arketipsel şekil yada paternin karanlık tarafı değildir. Persona’nın olduğu yerde gölge de vardır. İyinin olduğu yerde kötü de vardır. Gölgeyi önce şöyle biliriz : güç, açgözlülük, zalimlik ve katilce düşünceler , kabul edilemeyecek dürtüler, etik ve ahlaki olarak yanlış eylemler. Gölge bilinçsizdir. Bu çok önemli bir düşüncedir. Bilinçsiz olduğu için, onu yalnızca dolaylı olarak biliriz, yansıtma olarak. Yansıttığımız noktada, diğer insanlardaki , şeylerdeki gölgeyle karşılaşırız. ‘Günah keçisi’ gölge yansıtmasının mükemmel bir örneğidir. Nazilerin Yahudilere gölgelerini yansıtmaları, arketipin ne kadar güçlü ve korkunç olabileceğine dair ip ucu verir. 
The archetypes and the collective unconscious. / Jung, C. G. (1875-1961 / 2d ed. / Princeton, N.J. / 19)

**
Şimdi , anne arketipinin çok yönlülüğünü irdeleyerek ‘kötü anne’yi anlamlandırmak olası hale gelir:

Dişi enerjinin yapıcı-yıkıcı nitelikleri göz önünde bulundurulduğunda söylemek mümkündür ki, yaratıcılıkları bastırılmış, yaratıcı enerjilerin yaşamsal akışı boğulmuş, umursanmamış ve reddedilmiş, kısacası bilinçli olarak kullanılamamış kadınlarda dişi enerji bozucu, yıkıcı niteliğe dönüşür ve pozitif bir çıkış-ifade yolu olmadan , bu kadınlar sabitlenmiş bir negatiflik yaşarlar, ki bu sevgiyle bir diğerini (bu durumda nesli, evladı )besleme kabiliyetlerine zarar verir hatta felç edebilir.

Benzeri yüzlerce masal, belirli bir psişik fenomeni işaret eder. Çoğu masallarda cadı zalim, eziyet veren bir figürdür. Kendisini korumakta çaresiz hisseden kurbanlarına saldırır. Ve realitede, çocuklar ebeveyn ilgisizliğinin, acımasızlığının çaresiz kurbanları olabilirler, bu durumlar yaşanmaktadır, ve iyi periler her zaman araya girmez.

Ancak yetişkinler olarak, şimdiki realitemizin altında yatan, ilişkilenme dinamiklerimizi etkileyen yapıları arketipler yardımıyla irdelemek, acıyı anlamlandırmak mümkündür.

Bütünlük ( integrity) e giden yolda, psişe’nin farklı parçalarını bilmek, ifade-dönüşümleri üzerine çalışmak, parçalar arası uyumsuzlukları tespitten uyuma yol almak kendimizle mesaimizin parçasıdır.

Masallarda, kahramanı kurtarmaya gelen güçler, genellikle hayvanlar, kuşlar olduğunu da hatırlayalım. Bunlar da arketipleri işaret eder; içsel yardımları ki, kendi ruhlarımızda büyüyüp gelişen ve yolumuzda, bütünlüğümüze doğru destekleyenler olarak vardır, yanımızdadır.

Psikolog.Alev Topçu

Kaynaklar: 
Psychological astrology : A synthesis of Jungian Psychology and Astrology
Mothers,witches,powerofarchetypes/psychologytoday


Leave a Reply

Your email address will not be published.


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/kozmikpsk/public_html/wp-includes/functions.php on line 5221