ABU MA’SHAR; Özgür İrade, Kader, Astroloji Üzerine


“…(787-886) Belh te doğan Abu Ma’shar (Latinlerce Abulmasar ve Bizanslılarca Apomasar) dindar bir Müslümandı. Aynı zamanda bir astrolog ve ünlü bir filozof olan Abu Ma’shar’ın Arap ve Latin astrolojisine etkisi özgür iradenin astrolojiyle ilişkisine bakışı irdelenerek daha iyi anlaşılabilir. “Greater Introduction” isimli kitabında, astrolojik determinizm teorisini ,astrolojinin karşıtlarına savunma bağlamında ortaya koymuştur.

Abu Ma’shar tekrar tekrar İlahi ( Divine ) den, doğanın kaynağı ve yöneticisi olarak bahseder. Bütün hareketler , göksel hareketler dahil, eşsiz bir kaynaktan gelir. Abu Ma’shar bunu Yaratıcıyla eşit görmüştür. Abu Ma’shar’a göe Tanrı, evrendeki bütün hareketlerin kaynağıdır. Yeryüzüne ait işlere Tanrının müdahalesi, yine de, doğadaki üreticiliğin sebebi olan sebep-sonuç sisteminin işleyişini asla bozmaz. Bu gündelik ilişki yıldızlara bağlıdır. Allahın her şeye kadir olduğunu sıklıkla dile getirmesine rağmen, Abu Ma’sharın evreni öncelikli olarak fizik bilim olarak tasarlanmıştır.

Burada şu soruları sormak mazur görülebilir; Abu Ma’shar ilahi tasarrufun( takdir-i ilahi) doğal tezahürlerin ortaya çıkmasının nedeni olduğuna inanıyor muydu? Burada insan özgür iradesi nerede? Kozmolojik dizaynı deterministik midir, birey bir eylemi seçme özgürlüğüne sahip midir? İnancının sağlamlığı yönünde kendi ifadelerinin yanında, Abu Mashar, gezegen ve yıldızların , Tanrı ve doğa arasında akan nedenler zincirine bir çeşit tampon veya filtreler ( aracılıklarıyla Tanrısal iradenin çalıştığı) olarak müdahale ettiğini belirtir.

Abu Mashar’ın iddiasının esası şudur; değiştirilemez olarak, hem “gerekli” hem “imkansız “ , “ olası” için alan bırakmaz. Ancak “tesadüf, olası” şeyler dünya hayatında vardır.
Dolayısıyla 3. Bir kategori, bu durumları kapsamak için gereklidir. İnsanın işlerinde en büyük olasılık kaynağı, onun akıl yürütebilme kabiliyetidir. Onun muhakeme kapasitesi ve seçim yapma iradesini kullanımı gelecek olaylar için belirlenemezlik ( indeterminasyon) ilkesini oluşturur; fakat insanın seçimi, “zorunlu-gerekli” ve “imkansız” olan kategorilerine uzanamaz.

Abu Mashar olasılığın gerçekten var olduğunu iddia eder ve somut gerçeklikten örnekler verir. Bir parça kumaş, kesilebilir veya eşit olasılık-mümkün olarak, kullanım zamanı geçene kadar bütün kalabilir. Demir veya kurşun zamanın bir noktasında katı ve diğer noktasında sıvıdır. Hava ısıyı yada soğuğu alabilir. Bütün bu mutasyon olasılıkları gerçekleşebilir ( materialize) ya da gerçekleşmeyebilir, ancak bunlar bazı varlıklardaki mümkün-olası (contingency)nın açık kanıtlarıdır. Bunlar, gerekli ve imkansız alanında kesinlikler değildir.

Abu Ma’shar, olası veya mümkün olanın 3 kategorisini tanımlar; 1. Kategori , contingens naturalis sive facilis; bulutların toplaşmasından sonra yağan yağmur. 2. Kategori, per obtacionem et difficilis; soylu olmayan bir adamın kral olmaya çalışması.3. kategori, contingens equalis; %50 erkek yada kız çocuk doğurma ihtimali olan hamile bir kadının oğlan doğurmayı umut etmesi.

Fiziksel dünyada ‘olasılık’, maddenin ( matter) önce bir niteliği, sonra zıddı olan niteliği kabul etme kapasitesinden kaynaklanır. Su, bir an soğuk ve sonraki an sıcak olabilir, bu soğukluk-sıcaklığın şiddeti değişebilir. İnsanda, olasılık, onun muhakeme, düşünme ve seçim kapasitesinden kaynaklanır, ama aynı zamanda maddenin niteliklerini bedeninde kabul edebilme kapasitesinden. Dolayısıyla insan, ‘olasılık’ın ilk prensibi olan özgür seçim ilkesi kendisine bahşedilmiş olmasına rağmen, seçim özgürlüğü sınırlıdır, bedeninin yapıldığı maddeyle( matter) şartlandırılmış, belirlenmiştir.

Abu Ma’shar’a göre, bir şey, potansiyelden gerçekleşmeye doğru hareket ettiğinde belirgin bir şey olur; ’olası’, sonunda, ya ‘gerekli-zorunlu’ ya ‘imkansız’ tarafından emilir. Bir şey varlığa büründüğünde, olasılığının içinde yattığı potansiyeli artık var olmaz, dolayısıyla ‘gerekli’ olarak kategorize edilir. Diğer yandan, eğer materyalize olmazsa, Abu Mashar bir çeşit imkansızlık yüzünden olduğunu çıkarımlar. Dolayısıyla Abu Ma’shar, Arap Aristoteliyanizm’inin kaderci öğretilerini paylaşır.

Abu Ma’shar, gezegensel etkinin olasılık veya özgürlüğe zarar vermediği görüşündedir. Gezegensel etkinin gerekli-zorunlu, olası ve imkansız olanı işaret ettiğini belirtir. Maddedeki olasılığa dair, evrensel madde, 4 elementle şekillenen , bütün dönüşümlerinde yıldızlarla ilgili etkilere bağlıdır. Öyleyse, olasılığın bütünlüğü, önceden, yıldızların düzenli hareketlerinde belirlidir. Canlı varlıklardaki olasılığa dair, Abu Ma’shar bunun gezegensel harekete bağlı olduğunu söyler, ancak belirtir ki, canlı bir varlığın harekete geçmesi için doğal bir hareketten daha fazlası gerekir, çünkü canlının ruhu, gelecekteki eyleme dair , belirlenmemişlik ( indetermination) ilkesinin bir prensibidir.

İnsandaki belirlenmemişlik, astrolojiye aşılmaz bir engel değildir, zira insanın ruhu ve gezegenlerin ruhu arasında uyum vardır. Rasyonel ruh, yıldızların etkisi altında bile, muhakeme etme ve seçim gücüne sahiptir, yıldızlardaki benzer gücün sonucu olarak. İnsanın bedeni, diğer yandan, gökyüzünden yeni nitelikler kabul etme kapasitesindedir. Canlı gezegenler ve aşağı dünyadaki canlılar arasında bu paralellik yoluyla, gezegensel teorisini ortaya koyan Abu Ma’shar gezegenler tarafından insanı etkileyen çeşitli etkileri gözden geçirir, özgürlük ve olasılığın zarara uğramadığı görüşündedir; canlı bir varlık olarak , doğasının gerekli niteliği olarak insan, hayata sahiptir. Canlı ve zeki gezegenler, onun için bunu işaret eder ve bunu yaparak varlığın ‘gereklilik’ denilen modalitesini gösterirler. Diğer yandan, insanın doğasıyla uyumlu olmayan şeyler vardır, uçma yeteneği gibi. Bu olasılığı, doğasının haricinde bırakarak, gezegenler insanın varlığının diğer modalitesi, “imkansız” ı işaret ederler. Nihai olarak, seçim ve muhakeme gücüne ve farklı etkileri kabul etme kapasitesine sahip olan insan oluştuğu dört element vasıtasıyla fiziksel olarak farklı nitelikleri duyumsama kapasitesine sahiptir. İnsan doğasının açık olduğu olasılıklar gezegenler tarafından gösterilir. Dolayısıyla gezegenler 3 modu işaret eder; gerekli, imkansız ve mümkün.

Astrolog, olası-mümkün olanla ilgilidir; ateşin yanıp yanmamasından ziyade, yarın ateş, yanma eğilimi olan bir maddeyi yakacak mı? Astrologun bu noktalarda araştırma konusunu “olası olan ”a odaklaması uygundur. Gezegenler bir şeyin olamayacağını gösteriyor olabilir ( imkansız-impossible) bir şeyin olabileceğini gösteriyor olabilir ( olası-possible) veya bir şeyin olması gerektiğini (gerekli-necessary) gösteriyor olabilir. Eğer işaret sadece gelecek için geçerliyse, oluş anına kadar belirsiz kalacaktır, ve gerçekleşen olay gerekli ( necessary) kategorisine düşecektir. Örneğin, konuşma sorunu olmayan bir insan, potansiyel olarak, konuşma yada konuşmama özgürlüğünü tecrübe eder. Ancak sadece konuşana kadar. Konuştuğu zaman, konuşması “gerekli” kategorisine düşer. Abu Ma’shar a göre, somut varlıkların aktivite biçimleri (mode) önlerinde potansiyel olarak durur, bu potansiyeller eylem/harekete dönüşene kadar. Bir kez tamamlanmış eylem durumuna ulaşıldığında, bunlar “gerekli” kategorisine girer.
Abu Ma’shar şu sonuca varır, “ gezegenler doğadaki ve insandaki muhakeme ve seçim olasılığı işaret ettikleri için, insanın yalnızca gezegensel harekette belirtileni seçebileceğini gösterirler.” Eğer bu doğal hareketin içine ilahi bir müdahale olursa, bu doğanın düzenli aktivitesine dışarı ve muhtemelen ona karşıdır.”

Abu Ma’shar, insanın rasyonel ruhuyla yaptığı seçimin, potansiyelleri hali hazırda sınırlı olan fiziksel bedenle bağlantı tarafından şekillendiğini ifade etmiştir. İnsanın rasyonel ruhu, yaşamsal ( vital) ruhuyla bağlantılı olarak hareket eder, ancak yaşamsal ruhu gezegenler tarafından etkilenir. Örneğin, fiziksel beden özellikleri içindeki olası hareketler yürümek, oturmak, yada ayakta durmaktır( uçmak değil) Bir kez seçim yaptığında, materyal doğasının olasılıkları bu seçilen eylemle belirlenir Dahası, insanın seçiminin kendisi, gezegensel hareketlerin neden olduğu gerçek belirlenmişlik (determinasyon) tarafından sınırlıdır.

Sonuç olarak, burada gördüğümüz, bir astrolojik determinasyon doktrinidir. Gezegenler olasılıkları verir, zira ruha sahiptir, ve gerçekte insanın ruhuyla uyumludurlar. Dolayısıyla yargılar ve niyet ederler, insan da öyle yapar. Ancak , insan, gezegenlerin halihazırda önceden kararlamış olduklarını yargılar ve üzerine düşünür, dolayısıyla insanın muhakeme ve seçimleri göksel ( celestial) düşünme ve seçimi yansıtır. Gerçekte, varsa da, az miktarda özgürlük vardır.

Tekrar, insanın bedeni, göksel etkileri kabul edebilir de etmeyebilir de. Ancak beden, gökler elementlere hükmettiği için vardır. Dolayısıyla beden zaten yıldızlar tarafından belirlenmiştir. Rasyonel ruhsa akl etmekte özgürdür. Ancak rasyonel ruh da yaşamsal ruhla ( vital soul) uyum içinde davranır, göksel kararları yansıtan şekilde. Dolayısıyla rasyonel ruhun seçimleri, iştahçı, duygusal , iç güdüsel eğilimleri tarafından etkilenir ( saflığını kaybeder)
Abu Mashar’ın insanın bünyesine dair tanımı, insana rasyonel ruh, astral ruh ( orta doğanın ruhu veya hayat ağacı) ve fiziksel beden atfeden Orta Çağ ezoterik öğretileriyle uyumludur. Diğer faktör, zekayla bağlantılı Ay a referans edilerek görece üstü kapalı olarak belirtilmiştir.” Robert Zoller

Kaynak: The Astrology Book: The Encyclopedia of Heavenly Influences, James R. Lewis

Çeviri : Alev A. Topçu

Leave a Reply

Your email address will not be published.


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/kozmikpsk/public_html/wp-includes/functions.php on line 5221