C. Jung, Feminen-Dişiliğin Farklı Yüzleri

” 272. Burada söylediğim şey genç adamlar için değil- onların tam olarak bilmek zorunda olduğu şey bu değil— bilinci yaşam deneyimiyle genişlemiş daha olgun erkekler içindir. Hiçbir erkeğin başlangıç noktası şimdiki zaman değildir; her erkek yavaşça adam olur, çünkü geçmiş olmasaydı şimdi olmazdı. Genç bir erkek henüz bir geçmiş elde edememiştir, bu nedenle şimdiki zamana da sahip değildir. O, kültür yaratamaz, sadece var olur. Kültür yaratmak, hayatı­nın baharını devirmiş olgun insanların işidir.

273. Avrupalı psişe, savaşın korkunç barbarlığıyla parçalara ayrılmıştır. Erkekler dış zararı onarmakla uğraşırken kadınlar — genelde bilinçsizce — içsel yaraları iyileştirmeye girişmişlerdir. Bunun için kadınlar, kendisinin en önemlienstrümanı olarak psişik bir ilişkiye ihtiyaç duyarlar. Fakat bu noktada hiçbir şey, Ortaçağ evliliğinin seçkinliğinden daha çok engelleyici olamaz çünkü bu olgu ilişkiyi bütünüyle yersiz hale getirir. İlişki sadece insanlar arasında psişik bir mesafe olduğunda mümkündür, aynı şekilde ahlak da özgürlüğe dayanır. Bu nedenle kadının bilinçdışı eğilimi evlilik yapısını gevşetmeyi amaçlar, evliliğin ve ailenin yıkı­mını hedeflemez. Böylesi sadece ahlak dışı değil, kadının gücünün bütün yönleriyle patolojik bakımdan kötüye kullanımı olurdu.

274. Bu hedefe ulaştıran sayısız yolları tanımlayacak vaka malzemeleri ile ciltler dolardı. Bu, kadının, doğa gibi, hedefinin ismini koymadan dolaylı çalışma yoludur. Tatmin etmeyen herhangi bir şey varsa kadın, görünürde hepsinin aynı amaca sahip olduğu ruh halleri, duygu patlamaları, fikirler ve eylemlerle kasıtlı tepki gösterir, ve bunların belir- gin duygusuzluğu, keskinliği ve soğukkanlı acımasızlığı, Eros’a ilgisiz kalan bir erkek için son derece ıstıraplıdır.

275. Kadının dolaylı metodu tehlikelidir, çünkü bu metot, amaç için ümitsizce taviz verebilir. Bu nedenle, hedefini adlandırmayı ve ona anlam vermeyi olanaklı kılacak, böylelikle doğanın kör canlılığından kaçacak daha büyük bir bilinç arzular. Başka herhangi bir çağda olsaydık, kadı­nın nihai hedefinin nerede konumlanacağını gösteren hakim bir din olurdu fakat bugün din, ortaçağa ve savaşın tüm korkunç barbarlıklarının çıktığı ruh yıkıcı ilişkisizliğe dönüş yoludur. Tanrıya çok fazla ruh tahsis ettik, insana ise pek az. Fakat insanın ruhu açlıktan kırılırsa, Tanrının kendisi de serpilip büyüyemez. Dişil psişe bu açlığa yanıt verir, çünkü o, Logos’un ayırdığını bütünleştirecek olan Eros’un işlevidir. Günümüz kadını, bu muazzam kültürel görevle yüz yüzedir – belki de bu yeni bir çağın doğuşu olacaktır.”

C. Gustav Jung, Feminen Dişiliğin Farklı Yüzleri

Leave a Reply

Your email address will not be published.


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/kozmikpsk/public_html/wp-includes/functions.php on line 5221