Bir şeyleri değiştirmek için çok uğraşmanıza rağmen arzu ettiğiniz sonucu elde edemediğinizi ya da uzun vadede eski kalıp ve davranışlarınıza döndüğünüzü düşündüğünüz olur mu?

Değişimin Paradoksal Teorisi, ” Değişim , kişi olduğu kişi olduğunda gerçekleşir, olmadığı kişi olmaya çalıştığında değil.” buyurmuş. (Arnold Beisser, 1970:77, The Paradoxial Theory of Change)

Panta rhei”, her şey akar ( Heraklitos) biliriz. Değişimin, bir organizmanın büyümesinin yan etkisi olarak gelişen organik bir süreç olduğunu doğada görebiliriz. Yine de korku, direnç, donma yaşanır, kendisiyle…

Çoğulcu, çok yönlü, değişen bir sistemle karşı karşıya kalan birey, istikrarı bulmak için kendi araçlarına bırakılır. Bunu, kendisine rehberlik eden merkezi bir jiroskobu ( yön aracı) sürdürmesine ve de zamanı geldiğinde dinamik ve esnek bir şekilde hareket etme izni veren bir yaklaşımla yapmalıdır” Beisser, Paradoxical Theory.of Change

Psikiyatrist Arnold Beisser, Gestalt terapinin kurucusu Fritz Perl’in öğrencisidir. 24 yaşına kadar tenissever, hayatı yolunda giden bir tıp öğrencisiyken, 25 yaşında çocuk felcine yakalanır, bir gecede boyundan aşağısı tutmamak üzere felç geçirir ( 1,5 yıl demir akciğer kullanımı, 3 sene hastane hayatı )

Başlangıçta, hastalanmadan önceki hedeflerine bağlı kalmaya çalışır. Zaman geçtikçe bunun acı yarattığını ve o hedeflere tutunmakla gelişimini engellendiğini fark eder.

Esneklik içermeyen amaçlara tutunmak , değişen çevre içinde, çıkmaz sokağa çıkarabilir. Bu nedenle kişi değişimin kendisi –niteliği ve onunla ilişkisi ile ilgili bir yaklaşım geliştirmek durumunda kalmakta. Bir pencere , kayıpta olası fırsata ve yeni olasılıklara açık olmayı , içerebilir.

Günümüzde sorun, birey için, değişen bir toplumla ilişki içinde nerede durduğunu ayırt etme sorunu haline geliyor. İnsanlar değişim dürtüsüne maruz oluyorlar. Kendisi hareketli olan sosyal sistemin parçası olarak insanlar dinamik ve esnek cevap vermek zorunda kalır. Bunu modası geçmiş ideolojilerle yapamaz, ancak bunu ister açık ister örtük olsun bir değişim teorisiyle yapmak durumundadır.” Beisser

Beisser hastalık sürecinde, direncinin kırıldığı bir noktaya varır: olana teslim olduğu, mevcut durumunu kabul ettiği. Buradan doğan, değişimi (onun durumunda iyileşmeyi ) zorlamak değil , anda olanla tam olarak iştigal etmek. Neyse onu kabulün aracılığında, bir daha olunan-olan’dan kaçmamak üzere. Burada, kişi için, bir ‘bütünleşme’ den söz edilebilir. Gestalt yaklaşımı, insanın doğal halinin iki veya daha fazla karşıt parçaya bölünmemiş, tek ve bütün bir varlık olduğu, ve doğal durumda, benlik ve çevre arasındaki dinamik işleme dayalı sürekli bir değişim yaşandığı kabulüne temellenmekte. Buna göre, “Olduğum “ve “olmak istediğim” farkı bir bölünmedir. Değişim , olan’ın kabulü üzerinden; entegrasyon, şimdi ve burada deneyimin farkındalığı aracılığıyla mümkün kılınabilir. Özellikle depresyon gibi, “takılma” içeren sorunlarda , değer taşıyan bu yaklaşım önem kazanmakta, ki terapötik ilişkide geliştirilmek üzere çalışılmaktadır.

Birincisi, sistem içinde yabancılaşmış bir parçanın var olduğuna dair bir farkındalık vardır; daha sonra bu parça, işlevsel bir ihtiyacın meşru bir sonucu olarak görülür ve açık bir güç olarak çalışması için kendisine izin verilir.. Bu da sırayla. diğer alt sistemlerle iletişime yol açar ve tüm sistemin entegre, uyumlu bir şekilde gelişimini kolaylaştırır.


“Bütünleşmiş bir insani varoluş için önkoşul, çok yönlü olarak uyarılabilen ve dış dünyayla tamamlayıcı bir alışveriş içinde gelişebilen bir iç yaşamdır.” Arno Gruen

“Duyguları işleme, duy(g)usal farkındalık, kırılganlık gibi”, temaları, olmakta olanı ele almak kapsamında, sık işleme, önemseme nedenim, anda olanı işlemeden, neredeyse kendisinden kaçarak, ( ve ilerleme-değişim adına ) ilerlemeye değil kopmaya , inkara yönelen kuvvetin tersini ortaya koymak.

Değişimin insandaki temsillerini anlamak, değişimle ilişki kurmaya yarayacak aygıtları uyandırmak ve kullanmaya başlamak, varlığımızda yeni yollar bulma ve bütünleşmeye yol, kanaatindeyim.

…ellerime sordum; “olduğum şey misiniz, olacağım şey mi” Cevap verdiler: “Olduğumuz gibiyiz, şimdi- burada , Bizimle ne yaparsan o olacağız….”

Alev Topçu 14.1.2021

#bütüninsan #îçkuvvetler

Kaynak : https://www.gestalt.org/arnie.htm ( Beisser makalesi )

Görsel. Moira Gil

Leave a Reply

Your email address will not be published.


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/kozmikpsk/public_html/wp-includes/functions.php on line 5221