El sıkışmak, sevdiğine yada çocuğuna sarılmak. Yeni normal’in eksikliği hissedilen dokunuşları…İzolasyon günlerinde fiziksel temas kısıtlaması, yalnızlık ve sosyal izolasyon, sorunsallarımızdan.
Neden Dokunmak? Dokunma, bağlantı kurma dilinin temellerinden. Ebeveyn-çocuk yada romantik ilişkiler düşünüldüğünde bağlanma, güven ve iş birliği yollarının çoğunda dokunma bulunuyor. Dokunmanın, bir insan hakkındaki duygumuzu paylaşmaya yardımcı olduğunu, sözel ifadeyi güçlendirdiğini biliyoruz. Sadece duygusal olarak nasıl hissettiğimiz değil, dokunmanın yoksunluğu insanları fiziksel ve psikolojik olarak da etkiliyor. Beyinlerimizde dokunmayı anlamlandırmaya adanmış bölümler ve cildimizde ilgili veriyi işleyen hücreler bulunuyor. Olumlu dokunma, bağışıklık sistemine destek olurken sindirimi düzenliyor ve iyi uyumaya da yardımcı oluyor. Sosyal dokunmanın, empati kurmayı kolaylaştırdığı, oksitosin salınımını güçlendirdiği ve insanlarda stres seviyelerini düşürdüğü, sosyal dışlanma hissini azalttığı bilinmekte.
Dokunmanın Dönüşümü :Son yıllarda sosyal dokunmada yaşanan azalma, kısmen, insanların bir insanla buluşmak yerine sanal olarak iletişim kurduğu.teknoloji odaklı bir dünyada yaşamamızla ilgili. Bu birbirimize daha az dokunduğumuz anlamına geliyor. Diğer etken, uygunsuz dokunma suçlaması korkusu. Çocuk istismarı, şiddet, taciz gündemleri etkisiyle , insanlar uygunsuz dokunma riskini almak istemiyor. Üzgün bir iş arkadaşına sarılmak yada iyi yapılan bir iş için birinin sırtını sıvazlamak bile düşünülür olmuştu, virüs gündeminden de önce.
Covid den Sonra :
Covid-19 ile dokunmakla ilgili halihazırdaki hassasiyetlere virüsü taşıyıcı olma ve bulaştırma kaygısı eklendi. Dokunma kaygıyı azaltan yapıya dahil iken, stresi azaltmak için kullanılamaz hale gelmekte. Bu, ne kadar uzarsa, sosyal dokunmanın olumsuz duygularla bağlantılanma ihtimalinin o kadar artıyor olacağını söylemek hata olmaz. Sonunda bir gün virüs unutulduğunda, kendimizi, neden olduğunu bilmeden birbirimize dokunmaktan kaçınır halde bulma ihtimalimiz var. Olumsuz bağlantılar, çoğu zaman , pozitif olanlardan daha kolay erişilebilir olduğu, hatırda.
Salgın gibi olumsuz yaşam deneyimlerinin, uzun vadede dokunma ve birbirimizle bağlantı aracı-yollarına olumsuz etkilerinin olabileceğini FARK ETmek önemli. Dokunmayla ilgili bunu akılda tutmak, normalleşildiği gün etkisi sürmesi olası negatif bağlantılara karşı uyanıklık sağlayarak bu olumsuz etkiyi azaltabilir.
Ne Yapabiliriz ?
İnsan dokunuşu, ikamesi-telafisi olmayanlardan. Yine de, bugünlerde, alternatifler neler sorusunu sormak durumundayız. İzolasyon nedeniyle kurulan online bağlantılar, görme ve görülmeyi olanaklı kılarak, katılıma olanak sağlayarak.yalnızlık hissini azaltmaya, birliktelik duygusunu beslemeye destek olmakta, Bu bağlantılarda , özellikle başlangıçta, kişiler arası ilişkileri-ilişkilenmeyi güçlendirmeye zaman ayırılması değerli.
Yaşlı ve sağlık koşulları hassas olanlara dokunmanın riskleri akılda, sevdiklerimizle fiziksel kontağı önlemleri alarak sağlama biçimleri aranabilir. Yanısıra, bağlantıyı duyumsayabileceğimiz dokunuşları ( hayvanlara, bitkilere ) hayatımıza dahil etme yollarını aramak, doğa ve yaşamla bağlantıyı hissetmeye zaman ayırmak dokunmayı canlı tutmaya destek.
Virüs ömrünü tamamladığında dokunmayla ilgili yaşadıklarımızı resetlemekte zorlanma yaşamak, ilk anda dokunma konusunda çekinik kalma ihtimaline hazır olmak değişime uyumlanmayı kolaylaştırıcı.
Sevdiklerimize doya doya sarılmak ve birlikte yenilenmek umuduyla..
Psk. Alev Topçu_19.10.2020
#touchdepprivation
#neleroluyor