“Ah, kalbim deli gibi çarpıyor / Ve sırf sen buradasın diye / Sevdiğim kızın yanında değilsem eğer / Hangi kız varsa yanımda onu severim.”
F. Sinatra, When I m not near the girl I love
**
‘Havayolu kara yolundan daha az mı güvenlidir? ‘
‘2 kişiden biri diğerinden sürekli ufak tefek yardım alırken diğerinin bir kereye mahsus yardım istediğinde kırk yılda bir yardım eden, sürekli yardım ettiğini nasıl-neden hissedebilir?’
Önyargı, genelleme, felaketleştirme kavramlarıyla yakın ilişkili bir olgu, ” hazır bulunma etkisi” yada “ulaşılabilirlik kısa yolu” olarak çevrilebilecek “availability heuristic”; bir olgu, karar, kavramı değerlendirirken akla ilk gelen örneklere dayanan kısa yolu seçme olarak tanımlanır.
Heyecan uyandırıcı, göze batan, ses getirene yüksek bir olasılık biçme; sessiz, görünmez olana ise düşük bir olasılık atfetme meylimizin etkileri; canlı, hikayesel anlatımların daha kolay hatırlanması, son yaşanan olayların daha sık oluyor gibi algılanması, medyadaki cinayet, hırsızlık vb yayınlar nedeniyle dünyanın daha kötü bir yer olduğu izlenimine kapılmaya, geniş yelpazede gözlemlenebilir.
Fark edileceği üzere hazır bulunma etkisi, hafızadaki bir şeyin daha kolay geri getirilebilmesi ile ilişkili.
Karar verirken , hatırladıklarımıza dayanırız. Neyi hatırladığımız , inanç, beklenti, duygular ve o uyarana maruz kalma sıklığımız gibi çeşitli değişkenlere bağlı şekillenir.
Burada, bir ‘ayıraç’a ihtiyaç var; bir olay-durumu hatırlama ve olayın olma olasılığı aynı şey midir?
Yanıt, hayır …
Araba kazası geçiren bir kişinin olaydan sonra, kazaların yaşanma olasılığını yüksek görmeye başlaması yada hamile bir kadının, ‘doğumlar artıyor ‘ kanısına varması, bununla alakalı. Daniel Kahneman’a göre, ‘hazır bulunma etkisi’ temel bir prensibe dayanıyor; ‘ bir olayı düşünebiliyorsan önemli olmalıdır. Ve akla kolaylıkla gelenler gerçek dünyanın daha yaygın ve doğru yansımaları olmalıdır.’ ( Kahneman, Thinking Fast and Slow ) Kişi hatırında kalan bu olayla ne kadar meşgul olursa , durum-olayın yaygın-olma olasılığının yüksek olduğuna o kadar inanmakta.
Zihnin sınırlı çalışma kapasite ve eğilimine işaret eden, ‘ulaşılabilirlik kısa yolu’, hızlı karar verilmesi gereken durumlarda, işe yarar. Ancak olasılıkları yanlış değerlendirmeye yol açtığı durumlar da mevcut. Zira, bir durum, (kişisel) herhangi bir nedenle daha fazla önem kazanabilir ve ulaşılabilirlik kısa yolu uyarınca, olma ihtimalinin gerçekte olduğundan daha fazla olduğu düşüncesi oluşabilir.
Oysa, bir olgu-olayın hafızada , bir nedenle, fazla yer tutması-hatırda kalması, onun daha fazla olduğu, olacağı yada daha doğru (?) olduğu anlamına gelmez.
Özetle,
Hayata, ‘kendi gözümüzden, deneyimle şekillenen orijinal gözlüklerimizle’ baktığımızı fark etmemek sorun olası….Dahası, insanın gözünde kendi gözlüğü olduğunu unutması, ve diğerlerinin gözlerinde kendi gözlüklerinin olduğunu unutması, el ele yürüyor…( Kendimin merkezi – dünyaevrenin parçasıyım dansı ahenk ihtiyacı…)
Sonuç, yalnız insan ilişkilerinde değil ,objektif risk , neden-sonuç ilişkisi değerlendirmelerinde de verimsizlik.
Bu bağlamda, zihnin kestirmeden gitme meylinin bilincinde olmak, kararlarımızı nasıl aldığımız ve etrafımızdaki dünyadan gelen bilgi üzere nasıl davrandığımızı irdelemek ve karar verme stratejilerimizi gözden geçirmek , gerekirse farklı araçlarla desteklemek gerekliliğine işaret, değer ve destek potansiyeli taşıyor.
Psk. Alev Topçu