104.
Bir kaç kez, yapmak istediğin, yapmaya karar verdiğin, ya da yapacağın bir şeyden söz ederken , birinci tekil şahısta konuştun: “..cağım”.. Oysa buna ilişkimizi -yani beni de – ilgilendiren şeylerdi. Sana ‘ben’ ile ‘biz’ arasındaki farktan söz ettim:-
‘Biz’, tabii ki ‘ben’ ile ‘sen’den oluşur- ama onlardan ‘ibaret’ değildir: benim de senin de , ayrı ayrı , yaptıklarımızla oluşur; ama bizim (!) eylemlerimizde her seferinde ötekini (de) hesaba katan amaçlarımızın toplam sonucudur- biz kurarız ‘biz’ i; ama, kendimizden öte….
105.
Kaçınılmazca bencillik var mıdır her ilişkide, diye düşündüm -daha önce de gelmiştim bu soruya ; hani , sen de bana , “beni bunun için mi tutuyorsun yanında ?” diye sormuştun ya , benim bencil sayılabilecek bir ‘doyum’umu kastederek:-
-Yalnızca , “Bunu kendime istiyorum” dediğimiz yerlerde değil, “Bunu senin için istiyorum” dediğimiz yerlerde de, bu ‘isteyen’ ‘ben’, b e n değil mi işte ?!….
Bu temel bencilliği yok ederek yada en azından dizginleyebilerek, etkisizleştirerek , gerçek bir karşılıklılığa eşitler olarak katılmanın bir yolu olmalı – yoksa , benim anlamağa ve anlatmağa çalıştığım anamda , ilişki olanaksız demektir – yoksa, ilişki içindeyken senin de benim de her yaptığımız karşılıklı bencilliklerimizin sonuçları ; kurabileceğimiz en ‘uyumlu’ ilişki de , bencilliklerimizi karşılıklı olarak ötekinde doyurmamızla kurabildiğimiz bir ‘uyum’dan ibaret olurdu.
Böyle olmamalı—-
Ama başka türlüsünü yapmak da elimizde geliyor mu ?
-Nietzsche şöyle bir şey söyler :-
Bencillik kiminkiyse , onun kadar değerlidir.
Bundan çıkarılabilecek ilk sonuç , bencilliğin değerli de olabileceği : kendiliğinden , toptan değersiz olmayabileceği- hemen değersiz sayılabileceği durumların ötesinde bir belirlemesi olmalı , demek ki- ikincisi de şu : kişi, bencil sayılabileceği durumlarda bile , değerli olabilecek şeyler yapabilir :-
–İlişkide ortaya çıkan – kişilerin öteki kişiden yada ilişkiden dolayı duydukları – duyguları düşün:-
sevinç, kıvanç, gönenç ve tabi mutluluk…
Ve öşyle düşün: Bana sevinç , kıvanç, gönenö, mutluluk veren , önem verdiğim , değer verdiğim, sevdiğim s a n a , sevinç, kıvanç, gönenç, mutluluk vermekse …
—Alıyorum ama vererek– bana veriyorsun ; ama bu , benim sana verdiğim bir şey –alıyorum ; ama bu , senden aldığım bir şey…
Bilmiyorum , böylesi denklemler işi çözüyor mu ; ama bencilliğin ötesinde bir anlamı olmalı , ilişkinin—
Yoksa boşuna olurdu her şey–boşuna yaşamış olurduk,
herşeyi
Öyle mi—
öyle olabilir mi ?
–Başka kavramlar da çıktı ortaya zaman içinde :-
Bunlardan biri ‘ dayanma gücü ‘ : kişilerden birinin , ötekinin güçsüz kaldığı bir noktada, işte, ona ‘güç’ vermesi ama bir -özveri-olarak değil: öbürünün , anlam bulamadığı yerde , ona anlamlılık kazandırması, o da yanındadır diye, ondan kendine bir şeyler alması , kendinden ona bir şeyler vermesi…
Bunlar (da) bencilliğe çare
mi
bilmiyorum
O.Aruoba, İle
#devirdaim
#karşılıklılık/reciprocity