“Sana çok acı veriyorum” dedim, “—kötülük mü ediyorum sana ? ” –” Birbirimizi seviyoruz; bu yeter” dedin:-
‘Acı vermek’ – zorunlu muydu bu ? …
Oysa ilişki hep hoş bir şey olsun; sevinçli –sevinçle yaşansın istenmez ; dahası, gerçekten de öyle olmaz, öyle yaşanmaz mı – bir ‘mutluluk’ kaynağı olarak …
Öyle – ama şöyle düşün :-
Kim(ler)den acı çekeriz ; ve , kim(ler)e acı veririz ?- Aldırmadığımız, boş verebildiğimiz, bizim için önemsiz insanların yaptıkları bize acı vermez; birisine acı verecek bir şey yapmak için , oysa , ona önem vermemiz gerekir –yoksa , işte, aldırmayız , boşveririz….
Demek, ancak , sevdiğimize ‘vere’biliriz, ‘acı’yı….
….
Binlerce yıl olmak! düşünmek!
Sar beni iki kolunla da:
Mutun hiç kalmadıysa bana verecek-
Bak işte –acın var ya daha.
Nietzsche, Hymnus an das Leben
O. Aruoba ,ile
Ek alanı