Akıl tutulmasının bir örneği, iyimserliğin polyanna’ya , gerçekçiliğin karamsar bir melankoliye karışması olsa gerek, uçlarda…
Mümkün mü
Gerçekçi bir orta yol ?
**
Hava durumu yağmur gösteriyor, yada hava bulutlu, belli ki yağacak.
Adamımız X, şemsiye almadan yada hava-yol bilgisi almadan uzun yola patlak lastiğiyle çıkmış olsun.
X için hangisini düşünürüz :
“aklı havada yada sorumsuz mu?”
“İyimser yada kötümser mi? “
Doğa yasaları ile bağlı olunan realite söz konusu ise , örnekte yağmurun ıslatması yada patlak lastiğin yol tutmaması , iyi-kötü den önce, eylem/seçim ve sonuçları gündeme gelir. Eylem/eylemsizlik seçim- sonuçları , rengi şiddeti değişse de , 2×2=4 gibi illaki gelir.
Tedbirini almayan X, ıslanma yada kaza sonuçlarıyla karşılaşmış, durumu değerlendiriyor olsun.
‘Yağmayacağını umut ettim’ derse
“Neye güvendin “
denir mi, denir…
**
Hayatlarımızda çoğu durum örneğe benzer.
İyimserlik -görünümü- kendini kandırma, gerçeklerden kaçma, bahane -ertelemelerde oyalanma, atalete kendini bırakmalara uyanıklık isterken,
İyi olacağını umut etmek , iyi olması için nedenler yaratma , çaba harcama sorumluluğunu beraberinde getirir.
Lafla yürüyen peynir gemisi yoksa , eylemsiz umut da nefessiz, susuz kalır.
O yüzden
Sorumluluk olmayan iyimserlik de
Umut taşımayan gerçekçi (?) görünümler de
Çıkmaz sokağa çıkar.
**
“İnsan ya inandığı gibi yaşayan ya yaşadığına inanan”
sa bir süre sonra,
İnanç, umut, hayal, adı neyse, eylemle hayatın içinde ifade buluşa gereksinim duyar, gerçeklerden güç alan eylem umudu beslerken karamsarlığa ilaçtır.
Herşey çok güzel olabilir,
Emek verilirse…
– Emek, güzeldir.-
25.5.2019