Ölüm üzerine

” Hiç kimsenin gücü rüzgarı tutmaya yetmez, kimsenin ölüm günü üzerinde de gücü yoktur” Ecclesiastes 8:8

**

İnsanlık olarak kalıcı bir hastalığımız var;
Ölümlülük.

Ölüm hakkında düşünmeyi sevmeyiz, lakin dünyada her saniye 2 , her dakika 120, her saat 72.000 insan ölüyor.

**

İngiliz sosyoloğu Geoffrey Georer cinselliğin 19. Yüzyılda toplumdaki yeri ve ölümün 20. Yüzyılda toplumdaki yeri arasında kurduğu analojide şu tespiti yapmış;

“ Cinsellik, medya , insanların sohbetleri ve sosyal yaşamda her alanda büyümesine karşın, ölüm gözden ve gönülden ırak hale gelmiştir.

1870 lerde ölüm her yerdeydi ve bir insan için cinselliği ne kadar çok düşündüğünü itiraf etmek utanç vericiydi. Ancak 1950 lere gelindiğinde, Georer’e göre tabu değişti. Ölüm 20 yy da, cinsellik 19.yy da ne ise o hale geldi. 19. yy da nasıl olduğunu soran çocuklara leyleklerin kendilerini bıraktığı söylenirdi ve o çocuklar yakınları ölürken yanlarında bulunurlardı. Şimdi çocuklar ölen dedenin bütün gün oyun oynayabildiği veya balık tuttuğu bir yere gittiğini düşünüyor. Bu arada çocuklar cinsel içeriklere 24/7 online erişim sağlayabiliyor.” Pornogaphy of Death, Geoffrey Georer

**

Terror Management Teorisi insan davranışlarının büyük kısmının bilinç dışı ölüm korkusu tarafından yönlendirildiğini belirtir. Bu korku, statü arama veya türlü bağımlılık, aşırılıklarda ikame-semptomlar gösterir. Ölüm tarafından tehdit edilmiş hisseden insan, kendisini ona karşı korumak için güvenlik ve önlem arar.

Araştırmalarda bazı insanların , ölümlü olduklarının daha fazla farkında olmaları sağlandığında, daha kabileci, materyalist, fanatik hale geldiğini gösterirken bazılarındaysa hayata bakışta daha farklı tutum değişikliklerine yol açtığı gözlemlenmiştir. 
Kanser teşhisi konulan , ağır hastalıklardan kurtulanlar örneği…

Bu durumlarda ölümle yüzleşmenin dönüştürücü etkisinden söz etmek mümkün. Ölüme yakından bakmayı deneyimleyen için, geçmiş ve gelecekten çok anda olup bitenlerin değer kazanması, daha takdir eden, önceden garanti görülenler için şükran hisseden bir tutum, yaşıyor olmak , sevgiyi hissetmek ve etrafındaki hayatı algılıyor olmak nedeniyle duyulan mutluluk, dünyanın daha “gerçek” bir yer haline gelmesi , daha önce dikkat edilmeyen şeylerin canlanması ve güzelleşmesi, “bırakmak” hissi, korku, hırslar, materyal olana, statü kavramlarına bağımlılıktan özgürleşme mümkündür.

Peki , ölüm farkındalığı neden insanlarda farklı dönüşümlere yol açıyor olabilir?(yukarıda sözü edilen )

Ölümü bir kavram olarak bilmek ile ölüm realitesi ile aktif ve direk olarak karşılaşmak arasında , takdir edilir ki , fark var. Direk yüzleşmek kaygı, korkuyu aşarak dönüştürücü gücünü deneyimlemeye destek olabilir.

Burada kabul içeren bir tutum da önem taşımakta. Ölümle kavga etmek, kaybedilecekler için acı duymak , dönüştürücünün pozitif etkisini deneyimlemeye, açık ki, yardım etmez.

Bu gezegende belli bir zaman için bulunduğumuz ve ölümün her an gelebileceği üzerine tefekkür etmek gibi bilinçli bir çabanın etkisi de önemli olsa gerek.

Bazılarına tuhaf gelebilir ancak yakından bakıldığında kanser teşhisi konulan hasta ile bir hastalık teşhisi konulmamış kişi aynı pozisyonda, ikisinin de yaşamak için “sınırlı” bir süresi bulunur. Fark, hastalık teşhisi konulmayan ne kadar zamanı kaldığını bilmez ve muhtemelen hasta olandan daha fazla zamanı var. 
**

Ölüm her zaman “ var” ; 
Ulaşılabilir dönüştürücü bir güç olarak , yaşamlarımızın “içinde” durmakta, yüzleşebildiğimizce.

Ölümlülük bilinci , paradoksal olarak, belki ilk kez yaşamayı içinde saklıyor, olabilir.

Ölüm hakkında konuşmamak onu geciktirmez, 
ölüm hakkında konuşmak onu erkene almaz, ama

geldiği zaman ona hazır olma fırsatını sunabilir.

26.6.2019

Psk. Alev Topçu

Leave a Reply

Your email address will not be published.


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/kozmikpsk/public_html/wp-includes/functions.php on line 5221