Unutmak yada Unutmamak


Unutmayacağız dedikçe unutuyor muyuz ?

Eğer beyin kelimenin kendisini komut telakki ediyorsa unutma denildiğinde verilen komut, tam da “unut” olabilir mi? “Yeme” denildiğinde yeme isteğinin dürtülmesi gibi…

İçimden bir ses kendisini imha etme potansiyeli taşıyan bu kelimenin yerine “hatırla”nın kullanılabileceğini söylerken bir kelime daha el sallıyor; öğrenmek… Öğrenmek, boynunu bükmüş diyor ; “benim yerim yok mu, ne az düşüyorum dilinize, farkında mısınız?”

Ama “unutma”mayı öyle kolay bırakmaya niyetim yok. Kendisine sorulacak sorularım var. Mesela , nedir unutmayacağım derken elimize geçen , aslında ne demek istiyor, neyi kastediyoruz ? Bu, kendisine zarar verilmiş birinin , zarar verene dediği ” bunu unutmayacağım mı” , yoksa “olaydan dersimi aldım, öğrendim ve bunu uygulayacağım ” derken ki unutmamak mı? İkincisi ise, okula gidene çocuk zor bir ders sonrası “buna çok çalışmalıyım” diye bilenir, unutmayacağım çıkmaz ondan orada . Oysa biz unutmayacağız derken her tür acı ve afetten sonra, ikinci anlamı pek kastetmiyoruz bana kalırsa, daha çok duygusal bir tonu var, unutmayacağız haykırışının , acı dolu…

Yara; Acı ve İz

Kolumuzun derince kesildiğini varsayalım. Kesildiği anda acır , uygun bakım verilirse daha kolay iyileşir, yoksa enfeksiyon kapar, ama illaki sonunda kabuk bağlar , kesik derin ise izi kalır.
Ruhumuzu acıtan durumları düşünelim. Zamanla olacak olan, kaybın yol açtığı üzüntüyle açılan yaranın kabuk bağlaması… Ancak derin bir kesiğin izi kolda nasıl kalıyorsa ve baktıkça yaralı kola, o deneyim hatırlanıyorsa, ruhtaki kapanmış yarada da izi orada görebiliriz, yani bize acı veren deneyimi hatırlarız… Bilirsiniz ki, acı ilk andan sonra çöker, derinden hissedilir ve sonra yaranın iyileşmesiyle azalmaya yol alır. Evet ize bakıldığında yeniden o acı hatırlanabilir ancak ize bakıldığında duyulan acı  ile darbenin alındığı anda duyulan acının şiddeti, belki türü birbirinden farklıdır. Travmatik bir deneyimin sağlıklı işlenmesi – koldaki kesiğin sağlıklı bir bakım alması gibi- yara kabuk bağladıktan sonra- o deneyime sonradan bakıldığında- ilk anda uyandırdığı duygusal tepkimeyi uyandırmamasını içerir.

Unutmamaya dönelim; zorlu durum ve afetler sonrası unutmadık derken hatırladığımız nedir ?

Bütün hayata imzasını atan bir kaybın izi mi ? Kaybedilenlerle kayıp öncesi var olan bağlantıya duyulan özlem, gidenle kaybedilen anılar ve hayallerin acısı….olabilir

Unutulmayana dair zihinsel malzeme-çıktı; alınan ders, yapılan ve yapılmayanların muhasebesi ve deneyim anına ilişkin olabilir. Bunları hatırlarsak, geleceği öğrendiğimiz dersle şekillendirebiliriz. Burada yalnızca zihinsel çıkarımların değil , kaybın yarattığı duygusal acının da yaşanması ve sürmesi mümkün. Kimi insan, acısını geleceğe köprü olacak eylemlerle işlemeyi, aşmaya çalışmayı seçebilir.

Bildiğimiz; her insanın acıyı yoğuruşunun farklı olduğu…

Bu yoğurma işini (yaraya sağlıklı bakım vermeyi) zorlaştıran bir unsur, travmatik olay ve kaybı yaşayanların , hayatta kalma mücadelesini zor şartlarda sürdürmek zorunda kalması… Bu sağlıklı yasın yaşanması ve kaybın işlenmesine destekleyici değil örseleyici etkide bulunmakta. 

O zaman, dünde açılan yaranın acısı, bugün hayatta kalma mücadelesi ve yarına dair kaygılar arasında, işlenemeden düğüme dönüşebilir , işte…

#deprem

#psikoloji #travma #yas

Leave a Reply

Your email address will not be published.


Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (0) in /home/kozmikpsk/public_html/wp-includes/functions.php on line 5221